Muhammed İkbal, İslam dünyasının çok büyük problemlerle boğuştuğu, varoluş mücadelesi verdiği bir dönemde yaşayan seçkin bir aydın, eşine az rastlanır bir şair, Doğu’yu ve Batı’yı derinliğine kavramış bir allâme, bir mütefekkirdir. İkbal, Şark’ın artık bütün hayatiyetini kaybettiği iddiasının ortalıkta gezindiği bir dönemde, İslam dünyasını asırlık uykusundan uyandırmak için çırpınıyordu. Müslümanların İslam akidesini anlama faaliyetini "İslam’da Dinî Düşünce" olarak tanımlayan İkbal, İslam’da Dinî Düşüncenin Yeniden İnşâsı adlı eserinde, özellikle Müslümanların geri kalma sebeplerini "kader düşüncesi", "benliğin tahribi", "Tevhid’e şirk bulaşması" ve "Batı’nın körü körüne taklidi" olarak belirler. Bu değişimin gayesine uygun olarak gerçekleşebilmesi için gereken esasları tespit ederek yenilenme faaliyeti sadedinde modern Türkiye’nin tecrübesini analiz eder.
Muhammed İkbal, İslam dünyasının çok büyük problemlerle boğuştuğu, varoluş mücadelesi verdiği bir dönemde yaşayan seçkin bir aydın, eşine az rastlanır bir şair, Doğu’yu ve Batı’yı derinliğine kavramış bir allâme, bir mütefekkirdir. İkbal, Şark’ın artık bütün hayatiyetini kaybettiği iddiasının ortalıkta gezindiği bir dönemde, İslam dünyasını asırlık uykusundan uyandırmak için çırpınıyordu. Müslümanların İslam akidesini anlama faaliyetini "İslam’da Dinî Düşünce" olarak tanımlayan İkbal, İslam’da Dinî Düşüncenin Yeniden İnşâsı adlı eserinde, özellikle Müslümanların geri kalma sebeplerini "kader düşüncesi", "benliğin tahribi", "Tevhid’e şirk bulaşması" ve "Batı’nın körü körüne taklidi" olarak belirler. Bu değişimin gayesine uygun olarak gerçekleşebilmesi için gereken esasları tespit ederek yenilenme faaliyeti sadedinde modern Türkiye’nin tecrübesini analiz eder.