İslam düşüncesi, Allah merkezli bir düşünce düzenidir. Bu düzende, her türlü tefekkür, tasavvur ve fikrin merkezini Allah düşüncesi teşkil eder. Bütün eylemler, davranışlar, hareketler ve faaliyetler, bu merkeze bağlı ve onun ürünü olarak gerçekleşir, oluşum kazanır. Bu anlamda, “yaratılış düşüncesi”, ona bağlı olarak da “yaratan ve yaratılmış” fikri kendini kabul ettirir.
Yaratılış, Yaratan'ın bir eseri olduğundan bu oluşumla gerçekleşme imkânını kazanan her türlü “oluş” ve bu oluşun en ince ayrıntılarının keşfi, bu merkezden çevreye yayılan bir faaliyet olarak görünür. Bu anlamda, felsefe, sosyoloji, psikoloji, etnoloji, kimya, fizik, jeoloji, velhasıl topyekûn bütün bilimler ve onların araştırma ve incelemeleri, yaratılışın Yaratan tarafından nasıl gerçekleştirildiğinin araştırılıp bulunmasını gösterirler.
İslam düşüncesi, Allah merkezli bir düşünce düzenidir. Bu düzende, her türlü tefekkür, tasavvur ve fikrin merkezini Allah düşüncesi teşkil eder. Bütün eylemler, davranışlar, hareketler ve faaliyetler, bu merkeze bağlı ve onun ürünü olarak gerçekleşir, oluşum kazanır. Bu anlamda, “yaratılış düşüncesi”, ona bağlı olarak da “yaratan ve yaratılmış” fikri kendini kabul ettirir.
Yaratılış, Yaratan'ın bir eseri olduğundan bu oluşumla gerçekleşme imkânını kazanan her türlü “oluş” ve bu oluşun en ince ayrıntılarının keşfi, bu merkezden çevreye yayılan bir faaliyet olarak görünür. Bu anlamda, felsefe, sosyoloji, psikoloji, etnoloji, kimya, fizik, jeoloji, velhasıl topyekûn bütün bilimler ve onların araştırma ve incelemeleri, yaratılışın Yaratan tarafından nasıl gerçekleştirildiğinin araştırılıp bulunmasını gösterirler.