İslam medeniyeti ve sanat tarihi üzerine yayınları bulunan İngiliz müsteşrik Arnold bu çalışmasında, İslam’ı misyonerliğe dayanan dinler arasında sayarak Kur’an’ın tebliği ve iknayı emrettiğini, din değiştirmelerde şiddeti ve zorlamayı yasakladığını dile getirmektedir.
Bir tebliğci olarak Hz. Muhammed (s.a.v.)’den örnekler verilerek, sonraki dönemlerde İslam’ın Hıristiyan dünyasında ve diğer dinlerin hakim olduğu Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılışı bir batılıda az görülebilecek tarafsızlıkta anlatılmaktadır. Yazar, Hıristiyan misyonerlerin sürekli tekrarladıkları "İslam’ın kılıç zoruyla yayıldığı" iddiasını reddetmekte, insanların Müslüman olmaya karar verirken nelerden etkilendiklerini de araştırmaktadır. Bu kitapta, Hz. Peygamber’den bu yana her zaman ve mekanda mü’minlerin dini bir vecibe olarak tebliğ faaliyetine devam ettikleri örnekleriyle yansıtılmaktadır. Bu yönüyle kitabın, İslam’ın yayılış tarihini bütüncül bir bakış açısıyla ele aldığını söyleyebiliriz.
İslam medeniyeti ve sanat tarihi üzerine yayınları bulunan İngiliz müsteşrik Arnold bu çalışmasında, İslam’ı misyonerliğe dayanan dinler arasında sayarak Kur’an’ın tebliği ve iknayı emrettiğini, din değiştirmelerde şiddeti ve zorlamayı yasakladığını dile getirmektedir.
Bir tebliğci olarak Hz. Muhammed (s.a.v.)’den örnekler verilerek, sonraki dönemlerde İslam’ın Hıristiyan dünyasında ve diğer dinlerin hakim olduğu Avrupa, Asya ve Afrika’da yayılışı bir batılıda az görülebilecek tarafsızlıkta anlatılmaktadır. Yazar, Hıristiyan misyonerlerin sürekli tekrarladıkları "İslam’ın kılıç zoruyla yayıldığı" iddiasını reddetmekte, insanların Müslüman olmaya karar verirken nelerden etkilendiklerini de araştırmaktadır. Bu kitapta, Hz. Peygamber’den bu yana her zaman ve mekanda mü’minlerin dini bir vecibe olarak tebliğ faaliyetine devam ettikleri örnekleriyle yansıtılmaktadır. Bu yönüyle kitabın, İslam’ın yayılış tarihini bütüncül bir bakış açısıyla ele aldığını söyleyebiliriz.