Tarih münferit ve bağımsız bir aktör gibi kendi doğal akışında karşısına çıkan engelleri aşmak ister. Tarihin bizzat kendi çocukları olan “eko-politik akıllar” her defasında bir istikrara kavuşmak için onu yeniden yapılandırma iradesini gösterir. Olabildiğince derin fakat bir o kadar görünür olan bu akıllar döngüsü, tarihin zaman ve mekândan mürekkep koşullarıyla reaksiyona girerek ekonomi ve politika dâhil hayatın birçok sistemini tekrar tekrar inşa eder.
Bu inşanın kadim coğrafyası, büyük uygarlıkların doğup geliştiği ve battığı Ortadoğu, birçok iktisadi ve siyasi aklın zemini olarak dünya tarihinde iz bırakmıştır.
Elinizdeki kitap, “Eko-politik akıl” kavramsallaştırmasıyla İslam öncesi Ortadoğu tarihini yeniden okuyor. Toplumların ve devletlerin yanında İslam öncesi Ortadoğu’ya renk vermiş dinlerin eko-politik aklını yeniden yorumluyor ve bugünün Ortadoğu’sunu anlamamıza yardımcı oluyor.
Tarih münferit ve bağımsız bir aktör gibi kendi doğal akışında karşısına çıkan engelleri aşmak ister. Tarihin bizzat kendi çocukları olan “eko-politik akıllar” her defasında bir istikrara kavuşmak için onu yeniden yapılandırma iradesini gösterir. Olabildiğince derin fakat bir o kadar görünür olan bu akıllar döngüsü, tarihin zaman ve mekândan mürekkep koşullarıyla reaksiyona girerek ekonomi ve politika dâhil hayatın birçok sistemini tekrar tekrar inşa eder.
Bu inşanın kadim coğrafyası, büyük uygarlıkların doğup geliştiği ve battığı Ortadoğu, birçok iktisadi ve siyasi aklın zemini olarak dünya tarihinde iz bırakmıştır.
Elinizdeki kitap, “Eko-politik akıl” kavramsallaştırmasıyla İslam öncesi Ortadoğu tarihini yeniden okuyor. Toplumların ve devletlerin yanında İslam öncesi Ortadoğu’ya renk vermiş dinlerin eko-politik aklını yeniden yorumluyor ve bugünün Ortadoğu’sunu anlamamıza yardımcı oluyor.