Kur’an’ı anlama ve yorumlama faaliyeti olarak Tefsir, Hz. Peygamber döneminden başlayarak günümüze kadar devam eden ve görünen o ki insanlar var oldukça da devam edecek olan bir etkinliktir. İslami ilimler içerisinde doğrudan Kur’an’la ilgili olması hasebiyle önemli bir yer işgal eden Tefsir, yüzyıllar içerisinde kendi geleneğini oluşturmuş ve bu geleneğin içerisinde farklı anlayışlara sahip ekoller meydana gelmiştir. Tefsir ekollerini temel olarak birbirinden ayıran unsur, onların Kur'an’a bakışlarındaki farklılıktır. Fakat Kur'an’a bakışlardaki farklılık elbette ki bir sonuçtur ve bu sonucu belirleyen müfessirin kişiliği, ilmi seviyesi, yetiştiği çevre, siyasi anlayışı vs. gibi mühim faktörler vardır. Diğer yandan her farklı bakış açısı esasında diğerinin karşısında duran bir antitez mahiyetindedir. Antitez de yapısı itibariyle muhalefet ve eleştiriyi barındırır. Bu sebeple Tefsir ilim geleneği içerisinde çok canlı ve dinamik bir muhalefet ve eleştiri tavrını görmek mümkündür.
Kur’an’ı anlama ve yorumlama faaliyeti olarak Tefsir, Hz. Peygamber döneminden başlayarak günümüze kadar devam eden ve görünen o ki insanlar var oldukça da devam edecek olan bir etkinliktir. İslami ilimler içerisinde doğrudan Kur’an’la ilgili olması hasebiyle önemli bir yer işgal eden Tefsir, yüzyıllar içerisinde kendi geleneğini oluşturmuş ve bu geleneğin içerisinde farklı anlayışlara sahip ekoller meydana gelmiştir. Tefsir ekollerini temel olarak birbirinden ayıran unsur, onların Kur'an’a bakışlarındaki farklılıktır. Fakat Kur'an’a bakışlardaki farklılık elbette ki bir sonuçtur ve bu sonucu belirleyen müfessirin kişiliği, ilmi seviyesi, yetiştiği çevre, siyasi anlayışı vs. gibi mühim faktörler vardır. Diğer yandan her farklı bakış açısı esasında diğerinin karşısında duran bir antitez mahiyetindedir. Antitez de yapısı itibariyle muhalefet ve eleştiriyi barındırır. Bu sebeple Tefsir ilim geleneği içerisinde çok canlı ve dinamik bir muhalefet ve eleştiri tavrını görmek mümkündür.