Türkiye'de son iki yüz yıldır siyasal alanda gerçekleşen çekişme, alana sonradan girmeye çalışan Batılılaşma ve İslamcılık/muhafazakarlık tutumları arasında yaşanmaktadır. Gramsci'nin öne sürdüğü üzere siyasal alandaki mücadeleyi kazanabilmenin yolu kültürel alandaki egemenliği ele geçirmekte yatmaktadır. Özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra müthiş bir momentum yakalayan batılılaşma hareketleri güçlü bir İslamcı tepkinin doğmasına yol açmıştır. Bu İslamcı tepkinin çeviriden ve özellikle de 1982'de Türkçe'ye kazandırılan Edward Said'in Orientalism adlı eserinden nasıl faydalandığını, bu çevirinin bu kadar hızlı ve geniş bir etkiye sahip olmasının altındaki nedenleri tartışmaya açan bu çalışma Said'in eserinde öne sürdüğü fikirleri, eleştirileri ve ortaya koyduğu yöntemi tartıştıktan sonra bu eserin Türkiye'deki İslamcı çevrelerde bulduğu karşılığın tarihsel kökenlerini tartışarak çeviri öncesinin söylemsel arka planını irdelemektedir.
Türkiye'de son iki yüz yıldır siyasal alanda gerçekleşen çekişme, alana sonradan girmeye çalışan Batılılaşma ve İslamcılık/muhafazakarlık tutumları arasında yaşanmaktadır. Gramsci'nin öne sürdüğü üzere siyasal alandaki mücadeleyi kazanabilmenin yolu kültürel alandaki egemenliği ele geçirmekte yatmaktadır. Özellikle on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra müthiş bir momentum yakalayan batılılaşma hareketleri güçlü bir İslamcı tepkinin doğmasına yol açmıştır. Bu İslamcı tepkinin çeviriden ve özellikle de 1982'de Türkçe'ye kazandırılan Edward Said'in Orientalism adlı eserinden nasıl faydalandığını, bu çevirinin bu kadar hızlı ve geniş bir etkiye sahip olmasının altındaki nedenleri tartışmaya açan bu çalışma Said'in eserinde öne sürdüğü fikirleri, eleştirileri ve ortaya koyduğu yöntemi tartıştıktan sonra bu eserin Türkiye'deki İslamcı çevrelerde bulduğu karşılığın tarihsel kökenlerini tartışarak çeviri öncesinin söylemsel arka planını irdelemektedir.