“İstanbul 2023” projesinin adımlarını yerinde, İstanbul’un gitgide genişleyen çeperlerinde gözlemleyen Sinan Logie ve Yoann Morvan, bu yayılmanın ve değişimin etkilerini aktarıyor. Yürüyerek yaptıkları bu gezide, Gebze’nin “cehenneme benzeyen” sanayi bölgelerinden Aydos Tepesi’ne, şehrin neredeyse artık her yerinde boy gösteren kapalı sitelerden kentsel dönüşümle bambaşka bir kimliğe büründürülen gecekondu semtlerine uzanan ve Osmangazi Köprüsü, üçüncü havalimanı, üçüncü köprü ve Kanal İstanbul gibi “çılgın projeler”in de içinde bulunduğu bir güzergâhı ele alıyorlar.
Sadece şehrin değişimini değil, bu değişimle birlikte toplumun yok olan eski alışkanlıklarının ve edindikleri yeni eğlence anlayışlarının yanı sıra bu büyümenin kontrolsüz şekilde devam etmesi halinde oluşabilecek tehlikeleri de gözler önüne seriyorlar.
“Gidilmemiş yollardan ilerleyerek azimle gerçekleştirilen, çelişkilerle dolu bir yürüyüş ve beklenmedik karşılaşmaların keşifsel büyüsü sayesinde katmanlar, simgeler ve gömülü anlatılar yüzeye çıkıyor. Göründükleri gibi tasarlanmamış bağımsız kalıntılar, kentin sınırlarının yarattığı umulmadık baş dönmeleri... İsimlendirilmeyenin, kaçak olanın, estetikten nasibini almamış olanın boğucu sıkıntısına iniş...”
- Jean-François Perouse
“İstanbul 2023” projesinin adımlarını yerinde, İstanbul’un gitgide genişleyen çeperlerinde gözlemleyen Sinan Logie ve Yoann Morvan, bu yayılmanın ve değişimin etkilerini aktarıyor. Yürüyerek yaptıkları bu gezide, Gebze’nin “cehenneme benzeyen” sanayi bölgelerinden Aydos Tepesi’ne, şehrin neredeyse artık her yerinde boy gösteren kapalı sitelerden kentsel dönüşümle bambaşka bir kimliğe büründürülen gecekondu semtlerine uzanan ve Osmangazi Köprüsü, üçüncü havalimanı, üçüncü köprü ve Kanal İstanbul gibi “çılgın projeler”in de içinde bulunduğu bir güzergâhı ele alıyorlar.
Sadece şehrin değişimini değil, bu değişimle birlikte toplumun yok olan eski alışkanlıklarının ve edindikleri yeni eğlence anlayışlarının yanı sıra bu büyümenin kontrolsüz şekilde devam etmesi halinde oluşabilecek tehlikeleri de gözler önüne seriyorlar.
“Gidilmemiş yollardan ilerleyerek azimle gerçekleştirilen, çelişkilerle dolu bir yürüyüş ve beklenmedik karşılaşmaların keşifsel büyüsü sayesinde katmanlar, simgeler ve gömülü anlatılar yüzeye çıkıyor. Göründükleri gibi tasarlanmamış bağımsız kalıntılar, kentin sınırlarının yarattığı umulmadık baş dönmeleri... İsimlendirilmeyenin, kaçak olanın, estetikten nasibini almamış olanın boğucu sıkıntısına iniş...”
- Jean-François Perouse