Timuçin Tecim, “Haliç Hikâyeleri” ve “İstanbul Balatla Başlar” adlı öykü ve gezi türünde yazmış olduğu kitaplarından sonra şiirle çıkıyor karşımıza. Bu kez şiirle başta Balat olmak üzere İstanbul’un bazı semtlerini gezdiriyor. Her bir şiirinde bizi çocukluğumuza götürüyor Timuçin Tecim. Onunla babamızın elinden tutuyor, komşularla selamlaşıyor, kolumuzdaki sıcacık ekmekle mahallemizin minibüsünün peşinden koşup yakalayamıyor, belki de hiç oturmadığımız uğramadığımız Balatlı oluyoruz. “İstanbul Beni Çağırıyor”da bazen sıcacık bir Anadolu kasabası yapıyor İstanbul’u bazen de dünyaya sığmayan bir evrene dönüştürüyor Balat’ı… Tecim, sadece mekândan mekâna gezdirmiyor tüm hayat aşamalarında yaşanan sevgi türlerini de uyandırıyor yüreklerde…
“Çocuktum çok mutluydum
Babamın elinden tutmuştum
Altı üstü yalan bir dünyaydı
….
Balat’ın içinden yürüdük
Altı üstü kısacık bir hayat
Altı üstü bir masal”
Timuçin Tecim, “Haliç Hikâyeleri” ve “İstanbul Balatla Başlar” adlı öykü ve gezi türünde yazmış olduğu kitaplarından sonra şiirle çıkıyor karşımıza. Bu kez şiirle başta Balat olmak üzere İstanbul’un bazı semtlerini gezdiriyor. Her bir şiirinde bizi çocukluğumuza götürüyor Timuçin Tecim. Onunla babamızın elinden tutuyor, komşularla selamlaşıyor, kolumuzdaki sıcacık ekmekle mahallemizin minibüsünün peşinden koşup yakalayamıyor, belki de hiç oturmadığımız uğramadığımız Balatlı oluyoruz. “İstanbul Beni Çağırıyor”da bazen sıcacık bir Anadolu kasabası yapıyor İstanbul’u bazen de dünyaya sığmayan bir evrene dönüştürüyor Balat’ı… Tecim, sadece mekândan mekâna gezdirmiyor tüm hayat aşamalarında yaşanan sevgi türlerini de uyandırıyor yüreklerde…
“Çocuktum çok mutluydum
Babamın elinden tutmuştum
Altı üstü yalan bir dünyaydı
….
Balat’ın içinden yürüdük
Altı üstü kısacık bir hayat
Altı üstü bir masal”