15 Mayıs günü Yunanlılar İzmir’e asker çıkarmış. Bu, o gün öğleden sonra dedikodu kabilinden söylenmeye başladı. 16 Mayıs tarihli gazetelerde bunun doğruluğu ortaya çıktı... Dedikodular sürüp gidiyor: Yunanlar’ın asker çıkarması üzerine İzmir’de büyük bir ihtilal çıktığı, bizden 600 kadar ölü olduğu, bu miktardan fazla da Yunanlı öldüğü ve bu harekete 300 kadar kadının da katıldığı söyleniyor... İki günden beri Yunanlar’ın Karadeniz kıyılarından bazı yerlere asker çıkaracağı söyleniyor. Düşmanın bu hareketleri karşısında İstanbul’da kollarım bağlı durmak, ne can sıkıcı durum.
İlk imkanı bulunca o tarafa geçmeye kararlıyım... Eylülün yedisi oldu. Bir haftadır sonsuz bir sevincin saadeti içindeyiz. Bütün endişe ve sıkıntıyı unuttuk. Hastalık, parasızlık, ıstırap, düşmanlık, gelecek endişesi, her şey, her şey unutuldu. Yalnız Anadolu Zaferi ve Yunan yenilgisi... İ. Hakkı Sunata (1892-1988) İstanbul'da Vefa İdadisi'ni bitirdi. Çocukluk ve gençlik yıllarına ait anıları bu dizimizde İstibdattan Meşrutiyete, Çocukluktan Gençliğe adıyla yayımlandı. Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesi ikinci sınıfındayken, Birinci Dünya Savaşı başlayınca askere alındı. Çanakkale'de ve Doğu Cephesin'ndeki anılarınıysa Gelibolu'dan Kafkaslara kitabında topladı. Mondros Mütarekesi ile terhis edildikten sonra İstanbul'a döndü, yarım kalan hukkuk tahsilini tamamlarken ailesini geçindirmek için Darülfünun'da çalıştı.
Bu döneme ait az rastlanır bir bakış açısıyla tuttuğu günlükleri bu kitapla okuyucuyla buluşuyor. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Turgutlu'da savcı olarak işe başladı. Orada evlendi. Denizli'de sulh hukuk hakimi; Karaman, Artvin, Zonguldak, ve Gaziantep'de savcı olarak görevlendirildi. İki kızı ve bir oğluna okumayı sevdirdi; üçü de tıp doktoru oldu. 1958'de Tekirdağ ağır ceza reisliğinden emekli oldu. Tuttuğu çocukluk, gençlik, savaş ve İstanbul'da işgal zamanına ait günlükleriyle anılarını, emeklilik döneminde yeni harflerle yazıp unutulmaması için çocuklarına bıraktı. Tarih okudu ve yurt gezilerine çıktı. Ailesiyle huzur içinde yaşadı. İstanbul'da vefat etti.
15 Mayıs günü Yunanlılar İzmir’e asker çıkarmış. Bu, o gün öğleden sonra dedikodu kabilinden söylenmeye başladı. 16 Mayıs tarihli gazetelerde bunun doğruluğu ortaya çıktı... Dedikodular sürüp gidiyor: Yunanlar’ın asker çıkarması üzerine İzmir’de büyük bir ihtilal çıktığı, bizden 600 kadar ölü olduğu, bu miktardan fazla da Yunanlı öldüğü ve bu harekete 300 kadar kadının da katıldığı söyleniyor... İki günden beri Yunanlar’ın Karadeniz kıyılarından bazı yerlere asker çıkaracağı söyleniyor. Düşmanın bu hareketleri karşısında İstanbul’da kollarım bağlı durmak, ne can sıkıcı durum.
İlk imkanı bulunca o tarafa geçmeye kararlıyım... Eylülün yedisi oldu. Bir haftadır sonsuz bir sevincin saadeti içindeyiz. Bütün endişe ve sıkıntıyı unuttuk. Hastalık, parasızlık, ıstırap, düşmanlık, gelecek endişesi, her şey, her şey unutuldu. Yalnız Anadolu Zaferi ve Yunan yenilgisi... İ. Hakkı Sunata (1892-1988) İstanbul'da Vefa İdadisi'ni bitirdi. Çocukluk ve gençlik yıllarına ait anıları bu dizimizde İstibdattan Meşrutiyete, Çocukluktan Gençliğe adıyla yayımlandı. Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) Hukuk Fakültesi ikinci sınıfındayken, Birinci Dünya Savaşı başlayınca askere alındı. Çanakkale'de ve Doğu Cephesin'ndeki anılarınıysa Gelibolu'dan Kafkaslara kitabında topladı. Mondros Mütarekesi ile terhis edildikten sonra İstanbul'a döndü, yarım kalan hukkuk tahsilini tamamlarken ailesini geçindirmek için Darülfünun'da çalıştı.
Bu döneme ait az rastlanır bir bakış açısıyla tuttuğu günlükleri bu kitapla okuyucuyla buluşuyor. Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Turgutlu'da savcı olarak işe başladı. Orada evlendi. Denizli'de sulh hukuk hakimi; Karaman, Artvin, Zonguldak, ve Gaziantep'de savcı olarak görevlendirildi. İki kızı ve bir oğluna okumayı sevdirdi; üçü de tıp doktoru oldu. 1958'de Tekirdağ ağır ceza reisliğinden emekli oldu. Tuttuğu çocukluk, gençlik, savaş ve İstanbul'da işgal zamanına ait günlükleriyle anılarını, emeklilik döneminde yeni harflerle yazıp unutulmaması için çocuklarına bıraktı. Tarih okudu ve yurt gezilerine çıktı. Ailesiyle huzur içinde yaşadı. İstanbul'da vefat etti.