"... buralara göç etmek zorunda kaldık. Keyfimizden gelmedik buralara.
Yaşanan siyasal gerilim ve çatışmalar başta olmak üzere zorla yerinden etme uygulamaları, güvenlik, ekonomik, sosyal ve eğitim gibi birçok alanda yaşanan sorunlar sonucunda Kürtler yaşam alanlarından göç etmek zorunda kaldılar. Yoksulluk göç eden Kürtler açısından önemli bir sorun iken ayrıca Kürt olmak, sorunun sınıf, ırkçılık ve kimlikle eklemlenmesini ve daha görünür olmasını beraberinde getirmiştir.
Kürtler Kimliğinden feragat etmediği sürece veya kimlikle arasına mesafe koymadığı sürece sınıfsal konum bir Kürt için eşit koşullar yaratmıyor. Kürtlerin sınıfsal konumu ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz kalmasını engellemiyor. Bu ayrımcılığın önemli etkeni de sahip olunan kimlik olarak karşımıza çıkıyor. Kimlik aynı zamanda siyasal tutum için de önemli bir referanstır.
Dolayısıyla İstanbul'a göç etmiş olan Kürtlerin sınıfsal yapıları, tecrübe ettikleri sınıfsal eşitsizlikler, etnik kimlik ve siyasal tutumları ilişkisel olarak analiz edilmiştir. Diğer bir ifadeyle etnik kimlik, siyasal tutum ve Sınıfsal konumun birbirine nasıl eklemlendiği ve bu olguların Kürt sorununun şekillenmesinde nasıl rol oynadığının sosyolojik analizi üzerine bu çalışma inşa edilmiştir. Kürtlerin yaşadığı sınıfsal eşitsizliğin etnik kimliklerinden, sahip oldukları dilsel ve kültürel sermayelerinden ayrı ele alınamayacağı tarihsel süreç ve veriler üzerinden ortaya konulmaktadır.
"... buralara göç etmek zorunda kaldık. Keyfimizden gelmedik buralara.
Yaşanan siyasal gerilim ve çatışmalar başta olmak üzere zorla yerinden etme uygulamaları, güvenlik, ekonomik, sosyal ve eğitim gibi birçok alanda yaşanan sorunlar sonucunda Kürtler yaşam alanlarından göç etmek zorunda kaldılar. Yoksulluk göç eden Kürtler açısından önemli bir sorun iken ayrıca Kürt olmak, sorunun sınıf, ırkçılık ve kimlikle eklemlenmesini ve daha görünür olmasını beraberinde getirmiştir.
Kürtler Kimliğinden feragat etmediği sürece veya kimlikle arasına mesafe koymadığı sürece sınıfsal konum bir Kürt için eşit koşullar yaratmıyor. Kürtlerin sınıfsal konumu ayrımcılığa ve ötekileştirmeye maruz kalmasını engellemiyor. Bu ayrımcılığın önemli etkeni de sahip olunan kimlik olarak karşımıza çıkıyor. Kimlik aynı zamanda siyasal tutum için de önemli bir referanstır.
Dolayısıyla İstanbul'a göç etmiş olan Kürtlerin sınıfsal yapıları, tecrübe ettikleri sınıfsal eşitsizlikler, etnik kimlik ve siyasal tutumları ilişkisel olarak analiz edilmiştir. Diğer bir ifadeyle etnik kimlik, siyasal tutum ve Sınıfsal konumun birbirine nasıl eklemlendiği ve bu olguların Kürt sorununun şekillenmesinde nasıl rol oynadığının sosyolojik analizi üzerine bu çalışma inşa edilmiştir. Kürtlerin yaşadığı sınıfsal eşitsizliğin etnik kimliklerinden, sahip oldukları dilsel ve kültürel sermayelerinden ayrı ele alınamayacağı tarihsel süreç ve veriler üzerinden ortaya konulmaktadır.