15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'in haksız yere Yunanlılar tarafından işgal edilmesi, başta İstanbul olmak üzere pek çok şehir ve kasabada protesto mitinglerinin yapılmasına zemin hazırlamıştır. Bu mitinglerde alınan kararlar ve protesto metinleri incelendiğinde pek çok yönden benzerliklerin olduğu göze çarpar. Anadolu'nun her köşesinde icra edilen mitinglerde, Türkler, seslerini hem kendi ülkelerine hem de cihana duyurmak istemişlerdir.
İdam fermam imzalanmış, kolu kanadı kırılmış, ordusu ve donanması dağıtılmış, vatan toprakları yer yer işgale uğramış bir devletin hakim ve asli unsurunu oluşturan Türkler, pasif direniş tedbiri olarak adlandırılabilecek mitinglerle işgallere duydukları tepkileri dile getirmişlerdir. Mitingler, kuva-yı milliye yanlısı aydınların yönlendirmeleriyle gerçekleştirilmiştir. İstanbul'da ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yapılan mitingler, halkın Türk milliyetçiliği duygusu ile bütünleşerek kuva-yı milliye etrafında kenetlenmesini sağlamıştır. Bu mitinglerle birlikte milli duygular doruğa çıkarılmış, milli ruh ve heyecan basın yayın organlarıyla kitlelere maledilmiş; netice itibariyle yurt sathında kısa sürede kuva-yı milliye hareketi yayılıp güçlenmiştir.
Milli Mücadele döneminde duygu, düşünce ve fikir birliğini sağlamayı hedefleyen mitingler, içerik bakımından ortak noktaların farklı mekanlarda dile getirildiği önemli toplantılar olmuştur. Bu mitinglerde dile getirilin ifadeler edebi açıdan incelendiğinde, bir milletin şahlanışı, yeniden dirilişi karşımıza çıkar. Fakat bugüne kadar yazılmış olan tarih kitaplarında, Milli Mücadele dönemi anlatılırken, ne yazık ki Türk milletinin duygularının tercümanı olan mitinglere pek yer verilmemiştir.
Bu kitapta, İstanbul Üniversitesi'nde işgale tepki gösteren aydın öğretim üyeleri yanında Türklüğü ile gurur duyan kız-erkek üniversite gençliğinin cihana haykırışlarını duyacak, bir yok oluşun eşiğinde iken ümitsizliğin, karamsarlığın ortadan kaldırılışı ve kurtuluşa uzanan sürecin hikayesini bulacaksınız.
15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'in haksız yere Yunanlılar tarafından işgal edilmesi, başta İstanbul olmak üzere pek çok şehir ve kasabada protesto mitinglerinin yapılmasına zemin hazırlamıştır. Bu mitinglerde alınan kararlar ve protesto metinleri incelendiğinde pek çok yönden benzerliklerin olduğu göze çarpar. Anadolu'nun her köşesinde icra edilen mitinglerde, Türkler, seslerini hem kendi ülkelerine hem de cihana duyurmak istemişlerdir.
İdam fermam imzalanmış, kolu kanadı kırılmış, ordusu ve donanması dağıtılmış, vatan toprakları yer yer işgale uğramış bir devletin hakim ve asli unsurunu oluşturan Türkler, pasif direniş tedbiri olarak adlandırılabilecek mitinglerle işgallere duydukları tepkileri dile getirmişlerdir. Mitingler, kuva-yı milliye yanlısı aydınların yönlendirmeleriyle gerçekleştirilmiştir. İstanbul'da ve Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yapılan mitingler, halkın Türk milliyetçiliği duygusu ile bütünleşerek kuva-yı milliye etrafında kenetlenmesini sağlamıştır. Bu mitinglerle birlikte milli duygular doruğa çıkarılmış, milli ruh ve heyecan basın yayın organlarıyla kitlelere maledilmiş; netice itibariyle yurt sathında kısa sürede kuva-yı milliye hareketi yayılıp güçlenmiştir.
Milli Mücadele döneminde duygu, düşünce ve fikir birliğini sağlamayı hedefleyen mitingler, içerik bakımından ortak noktaların farklı mekanlarda dile getirildiği önemli toplantılar olmuştur. Bu mitinglerde dile getirilin ifadeler edebi açıdan incelendiğinde, bir milletin şahlanışı, yeniden dirilişi karşımıza çıkar. Fakat bugüne kadar yazılmış olan tarih kitaplarında, Milli Mücadele dönemi anlatılırken, ne yazık ki Türk milletinin duygularının tercümanı olan mitinglere pek yer verilmemiştir.
Bu kitapta, İstanbul Üniversitesi'nde işgale tepki gösteren aydın öğretim üyeleri yanında Türklüğü ile gurur duyan kız-erkek üniversite gençliğinin cihana haykırışlarını duyacak, bir yok oluşun eşiğinde iken ümitsizliğin, karamsarlığın ortadan kaldırılışı ve kurtuluşa uzanan sürecin hikayesini bulacaksınız.