Öncelikle itin bir hayvan olduğunu ve doğrudan veya dolaylı bir surette kendilerine hakaret edilmemesi veya hakarete vasıta kılınmaması gerektiği fark edilmelidir. Fertlerin bütün hayvanlara karşı olduğu gibi itlerin varlığına, hayatlarına, yaşam tarzları ve soylarına karşı da sorumluluk duyması anlamında it şuuru, köpek şuuru sahibi olmaları lazım değil, bilakis elzemdir. Çalışmada it kelimesinin sıklıkla kullanılmasının toplumun belli kesimleri tarafından aşağılanan, ezilen ve öldürülen sokak köpeklerine karşı müspet yönde ilgi uyandırması arzulanan temel maksattır. Köpeklere zarar vermek bir tarafa, kendilerine selam vermeden geçilmemesi ise en ideal beklentidir. Unutmamak gerekir ki, çok değil, yakın bir geçmişte, İstanbul’un en azılı itlerinin yaşadığı Eyüp semtinde itlere, bir nezaket kuralı olarak, it değil, İt Efendi denirdi. Müsaade edelim de İt Efendiler de sınırlı dünya hayatımızın bir parçasını oluştursunlar. Onlar da Allah’ın yarattığı bu güzel dünyanın ve tabii ki İstanbul’un özellik ve güzelliklerinden, havası ve suyundan bol bol istifade etsinler. Müsaade etsek neyimiz eksilir! Emin olun eksilen sadece ve sadece gurur ve kibrimiz olur. Bilakis ruh yüceliğimiz, vicdani enginliğimiz, rahmet, merhamet ve şefkat cephemiz derinleşir, zenginleşir, güzelleşir ve erdem ve faziletlerimiz asumana erişir.