Schopenhauer’ın Einstein’dan Schrödinger’e, Nietzsche’den Wittgenstein’a, Wagner’den Mahler’e, Tolstoy’dan Beckett’a günümüz kültür dünyasını şekillendiren pek çok kişiyi etkileyen ve felsefe tarihinin başyapıtlarından biri olan İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya’sı, birinci basımının ardından iki yüzyıl sonra nihayet ilk kez tam metin çevirisiyle Türkçede yeniden doğuyor.
Görkemli bir manzaraya şahit olmak için insanın tırmanmayı göze aldığı yücelikler vardır. Bu yolculukta yükseklere çıktıkça havanın gitgide daha ince bir hal alarak keskinleşip serinlemesi kişiyi canlandırır ve manzara da ona yavaş yavaş açılmaya başlar. Artık aşağılarda kalan çarşı pazarların ve hesap çıkarların dünyasının gürültüsü buraya ulaşamaz; zirvede ise –sükûnet, huzur ve anlayışı da beraberinde getiren– tanrısal bir gözden manzaraya şahit olunur. Schopenhauer felsefesinin merkezindeki İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya’yı okumak da aynen bu şekilde dört ara aşamalı bir tırmanış güzergâhında olmak gibidir. Her adımda dünyayı deneyimin ve bilimin nesnesi olarak idrak ediş, aklın başarabileceklerinin sınırları, beden ve dünya bağı, dünyaya arzu temelli bağların sanatta ve varlığa bütüncül bakış yoluyla çözülme imkânı açılır ve kitabın şahikasına da son cümleye varmakla ulaşılır.
Tüm bunların yanında Kant felsefesinin tamamının en kapsamlı eleştirisi de mevcuttur.
A. Onur Aktaş, not düştüğü açıklamalarıyla ve çeviride seçtiği her kavram için hesap verişiyle okuru Schopenhauer’ın gerçek felsefesiyle buluşturmaktadır.
Schopenhauer’ın Einstein’dan Schrödinger’e, Nietzsche’den Wittgenstein’a, Wagner’den Mahler’e, Tolstoy’dan Beckett’a günümüz kültür dünyasını şekillendiren pek çok kişiyi etkileyen ve felsefe tarihinin başyapıtlarından biri olan İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya’sı, birinci basımının ardından iki yüzyıl sonra nihayet ilk kez tam metin çevirisiyle Türkçede yeniden doğuyor.
Görkemli bir manzaraya şahit olmak için insanın tırmanmayı göze aldığı yücelikler vardır. Bu yolculukta yükseklere çıktıkça havanın gitgide daha ince bir hal alarak keskinleşip serinlemesi kişiyi canlandırır ve manzara da ona yavaş yavaş açılmaya başlar. Artık aşağılarda kalan çarşı pazarların ve hesap çıkarların dünyasının gürültüsü buraya ulaşamaz; zirvede ise –sükûnet, huzur ve anlayışı da beraberinde getiren– tanrısal bir gözden manzaraya şahit olunur. Schopenhauer felsefesinin merkezindeki İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya’yı okumak da aynen bu şekilde dört ara aşamalı bir tırmanış güzergâhında olmak gibidir. Her adımda dünyayı deneyimin ve bilimin nesnesi olarak idrak ediş, aklın başarabileceklerinin sınırları, beden ve dünya bağı, dünyaya arzu temelli bağların sanatta ve varlığa bütüncül bakış yoluyla çözülme imkânı açılır ve kitabın şahikasına da son cümleye varmakla ulaşılır.
Tüm bunların yanında Kant felsefesinin tamamının en kapsamlı eleştirisi de mevcuttur.
A. Onur Aktaş, not düştüğü açıklamalarıyla ve çeviride seçtiği her kavram için hesap verişiyle okuru Schopenhauer’ın gerçek felsefesiyle buluşturmaktadır.