Elinizdeki bu kitap, devletler için vazgeçilmez olan istihbarat sistemlerinin ulusal şoklar ve yeni tehditler sonucu oluşan dönüşümünü, yazar tarafından inşa edilen özgün bir teorik yaklaşım ile ele almaktadır. Buna göre ülkelerin istihbarat sistemleri, kimi zaman ulusal şoklarla kimi zaman ise ortaya çıkan yeni iç ve dış tehditlerle değişime uğramaktadır. Eser, bu dönüşümü Amerika’daki 11 Eylül Saldırısı’ndan Türkiye’deki PKK faaliyetlerine ve Rusya’daki Çeçen Savaşlarına kadar, on iki farklı vaka analizi ile ele almaktadır.
Doğası gereği gizlilik taşıyan istihbarat faaliyetleri, farklı rejim türlerinde etkinlik ve hesap verebilirlik açısından ayrışmaktadır. Bu eser, demokratik (Amerika Birleşik Devletleri), otoriter (Rusya Federasyonu) ve hibrit (Türkiye Cumhuriyeti) rejimleri çerçevesinde, üç ülkenin istihbarat sistemlerinin, enformatik şoklar ve tehditler karşısında yaşadığı değişim ve dönüşümleri, karşılaştırmalı olarak analiz etmektedir.
Dolayısıyla bu eser hem dünyada hem de Türkiye’deki istihbarat bilimi çalışmalarındaki en büyük noksanlardan birisi olarak değerlendirilen teori eksikliğine “Artan Tehditler ve Enformatik Şoklar Teorisi” ile katkı sağlamaktadır.
Elinizdeki bu kitap, devletler için vazgeçilmez olan istihbarat sistemlerinin ulusal şoklar ve yeni tehditler sonucu oluşan dönüşümünü, yazar tarafından inşa edilen özgün bir teorik yaklaşım ile ele almaktadır. Buna göre ülkelerin istihbarat sistemleri, kimi zaman ulusal şoklarla kimi zaman ise ortaya çıkan yeni iç ve dış tehditlerle değişime uğramaktadır. Eser, bu dönüşümü Amerika’daki 11 Eylül Saldırısı’ndan Türkiye’deki PKK faaliyetlerine ve Rusya’daki Çeçen Savaşlarına kadar, on iki farklı vaka analizi ile ele almaktadır.
Doğası gereği gizlilik taşıyan istihbarat faaliyetleri, farklı rejim türlerinde etkinlik ve hesap verebilirlik açısından ayrışmaktadır. Bu eser, demokratik (Amerika Birleşik Devletleri), otoriter (Rusya Federasyonu) ve hibrit (Türkiye Cumhuriyeti) rejimleri çerçevesinde, üç ülkenin istihbarat sistemlerinin, enformatik şoklar ve tehditler karşısında yaşadığı değişim ve dönüşümleri, karşılaştırmalı olarak analiz etmektedir.
Dolayısıyla bu eser hem dünyada hem de Türkiye’deki istihbarat bilimi çalışmalarındaki en büyük noksanlardan birisi olarak değerlendirilen teori eksikliğine “Artan Tehditler ve Enformatik Şoklar Teorisi” ile katkı sağlamaktadır.