Alacağın devri, alacağı devreden, alacağı devralan ve borçlu kişi arasında üç köşeli bir hukukî ilişki yaratır ve bütün üç köşeli hukukî ilişkilerde olduğu gibi, alacağın devri de bu üçgenin köşelerinde yer alan taraflar bakımından son derece karışık ve büyük ölçüde birbirleriyle bağlantılı sorunlara gebedir. Türk Borçlar Kanunu alacağın devrinde borca aykırılığa ilişkin özel düzenleme olarak sadece devredenin garanti sorumluluğu düzenlemektedir. Kanun alacak hakkını devralanın borca aykırı davranışına bağlı olarak herhangi bir özel düzenleme getirmemektedir. Bu sebebe bağlı olarak bu çalışmada, ivazlı alacağın devrinde karşı edim borçlusu devralanın borca aykırılığa neden olması durumunda genel hükümlerin uygulanmasına bağlı olarak devredenin sahip olduğu hakların alacağın devri sözleşmesine ve devredilen alacağa etkisi izah edilmeye çalışılmıştır. Diğer bir konuyu ise, borca aykırılığın alacak hakkını doğuran temel borç ilişkisi taraflarından kaynaklanması hâlinde devralanın kullanabileceği hakların tespiti oluşturmuştur. Bu bakımdan, yenilik doğuran hakların alacağın devri sözleşmesiyle devralana geçip geçmeyeceği ve ulaşılan sonuca göre devralanın kullanabileceği haklar bu çalışmada açıklanmaya çalışılmıştır.
Alacağın devri, alacağı devreden, alacağı devralan ve borçlu kişi arasında üç köşeli bir hukukî ilişki yaratır ve bütün üç köşeli hukukî ilişkilerde olduğu gibi, alacağın devri de bu üçgenin köşelerinde yer alan taraflar bakımından son derece karışık ve büyük ölçüde birbirleriyle bağlantılı sorunlara gebedir. Türk Borçlar Kanunu alacağın devrinde borca aykırılığa ilişkin özel düzenleme olarak sadece devredenin garanti sorumluluğu düzenlemektedir. Kanun alacak hakkını devralanın borca aykırı davranışına bağlı olarak herhangi bir özel düzenleme getirmemektedir. Bu sebebe bağlı olarak bu çalışmada, ivazlı alacağın devrinde karşı edim borçlusu devralanın borca aykırılığa neden olması durumunda genel hükümlerin uygulanmasına bağlı olarak devredenin sahip olduğu hakların alacağın devri sözleşmesine ve devredilen alacağa etkisi izah edilmeye çalışılmıştır. Diğer bir konuyu ise, borca aykırılığın alacak hakkını doğuran temel borç ilişkisi taraflarından kaynaklanması hâlinde devralanın kullanabileceği hakların tespiti oluşturmuştur. Bu bakımdan, yenilik doğuran hakların alacağın devri sözleşmesiyle devralana geçip geçmeyeceği ve ulaşılan sonuca göre devralanın kullanabileceği haklar bu çalışmada açıklanmaya çalışılmıştır.