“Demek bu yüzden…” dedi. Beni bu kadar kapalı konuşurken anlaması dehşet vericiydi. “Sakıncası yoksa kim olduğunu sorabilir miyim?” “Babam,” dedim. “İnşaat ustasıydı. Her gün onun inşaatını yaptığı birkaç binanın önünden geçerim. Hep şaşkınlıkla bakmışımdır o binalara. Ne kadar da büyükler… Pencereleri, kapıları, çatıları… Hepsi ayrı bir işçilik… Yalnız Tanrı’nın değil, insanın sanatı da akıl alır gibi değil çoğu zaman. Ama tek bir fark var. Onlar ölüyorlar… Yalnız yaptıkları kalıyor geriye… İnşa ettikleri… Bize onları hatırlatacak birer imza gibi. Onlar ölü, onların bir avuçluk ömürlerinde yaptıklarıysa uzun yıllar ölümsüz…” “İnsanın yarattığının insandan çok yaşaması da sana hüzünlü geliyor.” “Öyle.” dedim. Sessizliği dinledik. Bu sessizlikte konuşarak başarabileceğimizden fazlası vardı. Hissettim… Onunla konuşmadan da anlaşabileceğimizi ilk kez burada hissettim.
***
İzmir’in buram buram tarih kokan coğrafyasında yaşanan bir aşk hikâyesi, Öyle ağır, yürek yoran, insana sancılı geceler yaşatan cinsten değil… Ancak yeryüzündeki her kalp, biraz hayal kırıklıklarının da ülkesidir, Kırık bir kalbi iyileştirmek meziyeti ise; çoğu zaman kırık bir kalbe bahşedilir. “Gerçi tam da bu yüzden, sıradan bir hikâye!” diyor yazar. “Yalnızca tüm sıradanlıkları bir mucize tadında yaşamayı bilenler için, kesinlikle sıra dışı bir masal…”
“Demek bu yüzden…” dedi. Beni bu kadar kapalı konuşurken anlaması dehşet vericiydi. “Sakıncası yoksa kim olduğunu sorabilir miyim?” “Babam,” dedim. “İnşaat ustasıydı. Her gün onun inşaatını yaptığı birkaç binanın önünden geçerim. Hep şaşkınlıkla bakmışımdır o binalara. Ne kadar da büyükler… Pencereleri, kapıları, çatıları… Hepsi ayrı bir işçilik… Yalnız Tanrı’nın değil, insanın sanatı da akıl alır gibi değil çoğu zaman. Ama tek bir fark var. Onlar ölüyorlar… Yalnız yaptıkları kalıyor geriye… İnşa ettikleri… Bize onları hatırlatacak birer imza gibi. Onlar ölü, onların bir avuçluk ömürlerinde yaptıklarıysa uzun yıllar ölümsüz…” “İnsanın yarattığının insandan çok yaşaması da sana hüzünlü geliyor.” “Öyle.” dedim. Sessizliği dinledik. Bu sessizlikte konuşarak başarabileceğimizden fazlası vardı. Hissettim… Onunla konuşmadan da anlaşabileceğimizi ilk kez burada hissettim.
***
İzmir’in buram buram tarih kokan coğrafyasında yaşanan bir aşk hikâyesi, Öyle ağır, yürek yoran, insana sancılı geceler yaşatan cinsten değil… Ancak yeryüzündeki her kalp, biraz hayal kırıklıklarının da ülkesidir, Kırık bir kalbi iyileştirmek meziyeti ise; çoğu zaman kırık bir kalbe bahşedilir. “Gerçi tam da bu yüzden, sıradan bir hikâye!” diyor yazar. “Yalnızca tüm sıradanlıkları bir mucize tadında yaşamayı bilenler için, kesinlikle sıra dışı bir masal…”