Herkesin hayatından bir şeyler çaldı. Sonu gelmez bir oyun başlattı ve bu oyun dalga dalga yayılarak herkesi yuttu. Ailemi, gençliğimi, geçmişimi çaldı. Bir geleceğimin olmadığını düşünürken bir kadın hayatıma girdi ve benden izin bile almadan bana tutundu. Onun varlığına alıştım ama kadının o kadar çok yarası vardı ki içinde hala büyümeyen çocukluğu benden sevgi bekliyordu. Üstelik avuçlarının içi tırnaklarıyla kazdığı çukurlarla doluydu, bileğinde intiharın izini taşıyordu… Şimdi bir kadının hayatımda olmasına ve beni iyi bir adama çevirmesine alışmışken onu da benden almaya çalışıyor. Onu da yok etmek istiyor, kendi gibi gözü dönmüş, şerefini üç kuruşa satmış bir yaratık gibi onun kölesi olmasını istiyor. Savaş büyüyor, adam hiç vazgeçmiyor. Bu uğurda kaybedecek hiçbir şeyi yok. Onun zaafı yok… Onun vicdanı yok… Onun bir kalbi bile yok… Öyle ki bizi bir uçuruma sürüklüyor. Bizi o uçurumdan aşağı itiyor. Birlikte sonu gelmez bir yıkımın, gittikçe büyüyen bir yangının ve üzerine bastığımız toprağın bataklığa dönüştüğü bir noktaya sürükleniyoruz. Yapamaz sandığımız her ne varsa yapacak. Elinde tuttuğu silahın namlusunu üzerimize çevirecek, namlunun ucuna geçmişin kurşununu takacak. Tetiği çekecek, geçmişin ağır ve sancılı yükü üzerimize yıkılacak. Sonra kız sıska bedeniyle ölü ruhuna kefen arayıp duracak. Geçmişin geçiremediği o acı gerçekler bir zincir gibi uzanıp bileklerimize dolanacak. Herkes ölecek, cesetlerini ben sırtlanacağım
Herkesin hayatından bir şeyler çaldı. Sonu gelmez bir oyun başlattı ve bu oyun dalga dalga yayılarak herkesi yuttu. Ailemi, gençliğimi, geçmişimi çaldı. Bir geleceğimin olmadığını düşünürken bir kadın hayatıma girdi ve benden izin bile almadan bana tutundu. Onun varlığına alıştım ama kadının o kadar çok yarası vardı ki içinde hala büyümeyen çocukluğu benden sevgi bekliyordu. Üstelik avuçlarının içi tırnaklarıyla kazdığı çukurlarla doluydu, bileğinde intiharın izini taşıyordu… Şimdi bir kadının hayatımda olmasına ve beni iyi bir adama çevirmesine alışmışken onu da benden almaya çalışıyor. Onu da yok etmek istiyor, kendi gibi gözü dönmüş, şerefini üç kuruşa satmış bir yaratık gibi onun kölesi olmasını istiyor. Savaş büyüyor, adam hiç vazgeçmiyor. Bu uğurda kaybedecek hiçbir şeyi yok. Onun zaafı yok… Onun vicdanı yok… Onun bir kalbi bile yok… Öyle ki bizi bir uçuruma sürüklüyor. Bizi o uçurumdan aşağı itiyor. Birlikte sonu gelmez bir yıkımın, gittikçe büyüyen bir yangının ve üzerine bastığımız toprağın bataklığa dönüştüğü bir noktaya sürükleniyoruz. Yapamaz sandığımız her ne varsa yapacak. Elinde tuttuğu silahın namlusunu üzerimize çevirecek, namlunun ucuna geçmişin kurşununu takacak. Tetiği çekecek, geçmişin ağır ve sancılı yükü üzerimize yıkılacak. Sonra kız sıska bedeniyle ölü ruhuna kefen arayıp duracak. Geçmişin geçiremediği o acı gerçekler bir zincir gibi uzanıp bileklerimize dolanacak. Herkes ölecek, cesetlerini ben sırtlanacağım