SadreddinzâdeTelhisî Mustafa Efendi’nin 1711-1735 yılları arasında düzenli olarak tuttuğu günlüğü, Doğu dünyasında bu tarzın ya da hatıratın olmadığı yönündeki yaygın görüşü sarsan bir tarihi belge. Osmanlı tarihinde, özellikle de Yeniçağ başlarında bilinen günlük sayısı az olsa da, Sadreddinzâde’nin eseri bu tarz üzerine önemli ipuçları sunuyor. Bu çalışma, günlüğü hem Osmanlı geleneği içinde hem de farklı ülkelerdeki çağdaşlarıyla birlikte inceleyerek mercek altına alıyor. Günlük tutanların ruh hallerinden, düştükleri kayıtların konularına uzanan pek çok etkeni inceliyor. Günlüğün Osmanlı tarihi için nasıl bir kaynak olarak kullanılabileceği de çalışmanın odak noktalarından: Bir Osmanlı kadısının hem özel hem meslek hayatı, çevresindeki pek çok kesimden insanın yaşamöykülerine dair mühim ipuçları, ilmiye teşkilatının fiili işleyişine dair somut veriler, şehirlerarası seyahat koşulları; iklim, yangın ve deprem kayıtları bu günlüğün sunduğu zengin veriler arasında ilk göze çarpanlar. Bir yüzyıl sonra günlüğü yeniden kullanmaya başlayan, kendi kayıtlarını yazmanın yanı sıra Sadreddinzâde’nin kayıtlarına da yorumlar ekleyen Sadık’ın notlarıysa günlüğün bir başka sürprizi. Selim Karahasanoğlu bu günlükten yola çıkarak, Osmanlı çalışmalarının bakir sayılabilecek ben-belgeleri (ego-documents) alanında geniş çaplı bir çalışmayı uzmanlara ve meraklılarına sunuyor.
SadreddinzâdeTelhisî Mustafa Efendi’nin 1711-1735 yılları arasında düzenli olarak tuttuğu günlüğü, Doğu dünyasında bu tarzın ya da hatıratın olmadığı yönündeki yaygın görüşü sarsan bir tarihi belge. Osmanlı tarihinde, özellikle de Yeniçağ başlarında bilinen günlük sayısı az olsa da, Sadreddinzâde’nin eseri bu tarz üzerine önemli ipuçları sunuyor. Bu çalışma, günlüğü hem Osmanlı geleneği içinde hem de farklı ülkelerdeki çağdaşlarıyla birlikte inceleyerek mercek altına alıyor. Günlük tutanların ruh hallerinden, düştükleri kayıtların konularına uzanan pek çok etkeni inceliyor. Günlüğün Osmanlı tarihi için nasıl bir kaynak olarak kullanılabileceği de çalışmanın odak noktalarından: Bir Osmanlı kadısının hem özel hem meslek hayatı, çevresindeki pek çok kesimden insanın yaşamöykülerine dair mühim ipuçları, ilmiye teşkilatının fiili işleyişine dair somut veriler, şehirlerarası seyahat koşulları; iklim, yangın ve deprem kayıtları bu günlüğün sunduğu zengin veriler arasında ilk göze çarpanlar. Bir yüzyıl sonra günlüğü yeniden kullanmaya başlayan, kendi kayıtlarını yazmanın yanı sıra Sadreddinzâde’nin kayıtlarına da yorumlar ekleyen Sadık’ın notlarıysa günlüğün bir başka sürprizi. Selim Karahasanoğlu bu günlükten yola çıkarak, Osmanlı çalışmalarının bakir sayılabilecek ben-belgeleri (ego-documents) alanında geniş çaplı bir çalışmayı uzmanlara ve meraklılarına sunuyor.