Bu çalışmada Türkiye’de ve Dünya’da kadının ekonomik yoksunluğu incelenmiştir. Kadınlar, tüm Dünya’da yoksulluk, ayrımcılık ve sömürüden orantısız bir şekilde etkilenmeye devam etmektedirler. Cinsiyet ayrımcılığı, kadınların genellikle güvencesiz, düşük ücretli işlere girmesi ve üst düzey pozisyonlarda çalışanların küçük bir azınlığını oluşturması anlamı taşımaktadır. Kadınların karşı karşıya olduğu dezavantajlar ve ayrımcılık, kadınların kendilerini yoksulluktan kurtarmalarını ciddi şekilde sınırlamaktadır.
Dünya çapında yaklaşık 2 milyar yoksul insan özellikle kadınlar mali olarak dışlanmış durumda ve bugün Dünya’daki en yoksul insanların çoğunluğunu kadınlardan oluşturmaktadır. Kadınlar, erkeklerin kazandıklarının ortalama yalnızca %60-75'ini kazanmaya devam ediyor. Pek çok ülkedeki yasalar kadınların ekonomik fırsatlarını kısıtlamaktadır. Kadınların yapabileceği iş türleri günümüzde halen dayatılmakta ya da kocalarının iznine tabi tutulabilmektedir. Kadınlar, ücretsiz bakım işlerinde orantısız bir sorumluluk taşımaktadırlar.
Kadının ekonomik yoksunluğu beraberinde politik ve sosyal katılımını da sınırlamaktadır. Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesine yatırım yapmak, cinsiyet eşitliğine, yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ve kapsayıcı ekonomik büyümeye doğrudan katkı yapmaktadır. Kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi, sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınma için bir ön koşuldur. Kadınların güçlendirilmesini sağlamak için sağlam kamu politikaları, bütüncül bir yaklaşım ve uzun vadeli taahhütler gerekir.
Çalışmam, kadının ekonomik yoksunluğunda Türkiye’de ve Dünya’da mevcut durumu objektif şekilde tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu tespitler doğrultusunda takip eden çalışmalar ile daha detaylı olarak ele alınabilir.
Bu çalışmada Türkiye’de ve Dünya’da kadının ekonomik yoksunluğu incelenmiştir. Kadınlar, tüm Dünya’da yoksulluk, ayrımcılık ve sömürüden orantısız bir şekilde etkilenmeye devam etmektedirler. Cinsiyet ayrımcılığı, kadınların genellikle güvencesiz, düşük ücretli işlere girmesi ve üst düzey pozisyonlarda çalışanların küçük bir azınlığını oluşturması anlamı taşımaktadır. Kadınların karşı karşıya olduğu dezavantajlar ve ayrımcılık, kadınların kendilerini yoksulluktan kurtarmalarını ciddi şekilde sınırlamaktadır.
Dünya çapında yaklaşık 2 milyar yoksul insan özellikle kadınlar mali olarak dışlanmış durumda ve bugün Dünya’daki en yoksul insanların çoğunluğunu kadınlardan oluşturmaktadır. Kadınlar, erkeklerin kazandıklarının ortalama yalnızca %60-75'ini kazanmaya devam ediyor. Pek çok ülkedeki yasalar kadınların ekonomik fırsatlarını kısıtlamaktadır. Kadınların yapabileceği iş türleri günümüzde halen dayatılmakta ya da kocalarının iznine tabi tutulabilmektedir. Kadınlar, ücretsiz bakım işlerinde orantısız bir sorumluluk taşımaktadırlar.
Kadının ekonomik yoksunluğu beraberinde politik ve sosyal katılımını da sınırlamaktadır. Kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesine yatırım yapmak, cinsiyet eşitliğine, yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ve kapsayıcı ekonomik büyümeye doğrudan katkı yapmaktadır. Kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi, sürdürülebilir ekonomik ve sosyal kalkınma için bir ön koşuldur. Kadınların güçlendirilmesini sağlamak için sağlam kamu politikaları, bütüncül bir yaklaşım ve uzun vadeli taahhütler gerekir.
Çalışmam, kadının ekonomik yoksunluğunda Türkiye’de ve Dünya’da mevcut durumu objektif şekilde tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu tespitler doğrultusunda takip eden çalışmalar ile daha detaylı olarak ele alınabilir.