Bu kitapta, Anadolu ve Ege Dünyasının kadim toplulukları olan Hitit, Minos ve Miken Uygarlıklarında, kadın cinsi kimliğinin toplum sosyalizasyonu içerisindeki görünürlüğünü, tanınırlığını ve kültürü şekillendiren her alandaki yansımalarına ilişkin temsillerini açıklamak ve anlaşılabilir kılmak amaç edinilmiştir. Bu amacın oluşturulmasındaki temel güç, kadın cinsi altında anlamlandırılan kültürün, toplumu her yönüyle etkilemesi ve kültürel mirasın gerek ulusal gerekse uluslararası aktarımını sağlamadaki yadsınamaz rolünden ileri gelmektedir. Hitit, Minos ve Miken Uygarlıkları, kadının toplumdaki yeri/tanınırlığı ve temsillerine ilişkin yeniden sorgulamalara ve tanımlamalara gidilmesi ihtiyacı doğrultusunda, çok yönlü bir analize tabi tutulmuştur. Öncelikle, ilgili analizin kuramsal çerçevesinin oluşturulması gerekliliğinden hareketle, Toplumsal Cinsiyet Arkeolojisi ve Feminist Arkeoloji kuramları ışığında ilerlenmiş, sonrasında karşılaştırması yapılan kültürlerin sosyo ekonomik durumunun değerlendirmeye esas önemli bir ölçek olması bilinciyle, durum bu açıdan da irdelenmiştir. Anlam ile var olan insanın benlik algısını ve yaşamı algılayışını yansıtması açısından oldukça önem arz eden inanç sistemi ile ona ilişkin olan sembolizm de bu bağlamda analize ölçüt olarak eklenmiştir. Sanat ise, kültürün gerek karakteristiğini yansıtması gerekse toplum modelinin özünü evrensel boyutta izleme imkânı sağladığı için analizin temel bileşenini ifade etmektedir. Geniş kapsamlı bir yaklaşımın benimsenmesi doğrultusunda, “Erwin Panofsky’nin İkonografik ve İkonolojik Sanat Eleştirisi” adlı yöntemi sanat eserlerinin çözümlemesinde kullanılmıştır. Anadolu ve Ege Dünyası arasında yapılan bu karşılaştırmalı analizin, kadın cinsi kimliğinin, toplumun iç dinamiği içerisindeki görünürlüğüne ve temsili değerlerine ilişkin yeniden değerlendirilmelere ve sorgulamalara tabii tutulan tüm bu parametreleri, antik kaynaklardaki veri erişebilirliğinin mümkün kıldığı doğrultuda tarihi metinlerle desteklenerek belirli bir temele dayandırılmıştır.
Bu kitapta, Anadolu ve Ege Dünyasının kadim toplulukları olan Hitit, Minos ve Miken Uygarlıklarında, kadın cinsi kimliğinin toplum sosyalizasyonu içerisindeki görünürlüğünü, tanınırlığını ve kültürü şekillendiren her alandaki yansımalarına ilişkin temsillerini açıklamak ve anlaşılabilir kılmak amaç edinilmiştir. Bu amacın oluşturulmasındaki temel güç, kadın cinsi altında anlamlandırılan kültürün, toplumu her yönüyle etkilemesi ve kültürel mirasın gerek ulusal gerekse uluslararası aktarımını sağlamadaki yadsınamaz rolünden ileri gelmektedir. Hitit, Minos ve Miken Uygarlıkları, kadının toplumdaki yeri/tanınırlığı ve temsillerine ilişkin yeniden sorgulamalara ve tanımlamalara gidilmesi ihtiyacı doğrultusunda, çok yönlü bir analize tabi tutulmuştur. Öncelikle, ilgili analizin kuramsal çerçevesinin oluşturulması gerekliliğinden hareketle, Toplumsal Cinsiyet Arkeolojisi ve Feminist Arkeoloji kuramları ışığında ilerlenmiş, sonrasında karşılaştırması yapılan kültürlerin sosyo ekonomik durumunun değerlendirmeye esas önemli bir ölçek olması bilinciyle, durum bu açıdan da irdelenmiştir. Anlam ile var olan insanın benlik algısını ve yaşamı algılayışını yansıtması açısından oldukça önem arz eden inanç sistemi ile ona ilişkin olan sembolizm de bu bağlamda analize ölçüt olarak eklenmiştir. Sanat ise, kültürün gerek karakteristiğini yansıtması gerekse toplum modelinin özünü evrensel boyutta izleme imkânı sağladığı için analizin temel bileşenini ifade etmektedir. Geniş kapsamlı bir yaklaşımın benimsenmesi doğrultusunda, “Erwin Panofsky’nin İkonografik ve İkonolojik Sanat Eleştirisi” adlı yöntemi sanat eserlerinin çözümlemesinde kullanılmıştır. Anadolu ve Ege Dünyası arasında yapılan bu karşılaştırmalı analizin, kadın cinsi kimliğinin, toplumun iç dinamiği içerisindeki görünürlüğüne ve temsili değerlerine ilişkin yeniden değerlendirilmelere ve sorgulamalara tabii tutulan tüm bu parametreleri, antik kaynaklardaki veri erişebilirliğinin mümkün kıldığı doğrultuda tarihi metinlerle desteklenerek belirli bir temele dayandırılmıştır.