Kadınca Bilmeyişlerin Sonu

Stok Kodu:
9789750532696
Boyut:
13x19.5
Sayfa Sayısı:
196
Basım Tarihi:
2022-02
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%30 indirimli
175,00TL
122,50TL
Taksitli fiyat: 9 x 14,97TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9789750532696
1220819
Kadınca Bilmeyişlerin Sonu
Kadınca Bilmeyişlerin Sonu
122.50

“Edebiyata kulak vermeden, feminizmin sesinin tam duyulamayacağına,
sözünün tam anlaşılamayacağına ve feminizme ilişkin bir incelemenin
eksik kalacağına inanıyorum. Bu metinlerin her biri, 1960’ların ve 1970’lerin
sokağa taşamamış, içte kalmış sesidir. Hatta 1960’ların öncesinin de birikimi,
birikmiş isyanıdır. Bu metinlerde yol alarak o dönemin siyasi atmosferini,
toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde yaşanan çıkmazları/tıkanmaları ve
elbette bu açmazlara karşı isyanı görmek mümkündür.”
Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye’de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa
da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta
yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve
toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin
henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir önfeminizmin geliştiğini gösteriyor.
Nezihe Meriç, Sevim Burak, Sevgi Soysal, Leylâ Erbil, Adalet Ağaoğlu,
Füruzan ve Tezer Özlü’nün eserlerinde, erkek egemenliğinin ve ataerkil aile
kurumunun nasıl sorgulandığını görüyoruz. Özel olanın gerçekten politik
olduğunu ve kadınların hayatının nasıl daraltıldığını “canhıraş” tasvir eden
bu eserler, aynı zamanda kadınların bu baskıya –bazen de “delilikle”- nasıl
direndiklerini hikâye ediyorlar.
Sevgi Soysal, Tante Rosa’yı “bütün kadınca bilmeyişlerin tek adı”
diye tanımlamıştı. Kadınca Bilmeyişlerin Sonu, adı üstünde, kadınca
bilinçlenmenin hikâyesini anlatıyor. 

“Edebiyata kulak vermeden, feminizmin sesinin tam duyulamayacağına,
sözünün tam anlaşılamayacağına ve feminizme ilişkin bir incelemenin
eksik kalacağına inanıyorum. Bu metinlerin her biri, 1960’ların ve 1970’lerin
sokağa taşamamış, içte kalmış sesidir. Hatta 1960’ların öncesinin de birikimi,
birikmiş isyanıdır. Bu metinlerde yol alarak o dönemin siyasi atmosferini,
toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde yaşanan çıkmazları/tıkanmaları ve
elbette bu açmazlara karşı isyanı görmek mümkündür.”
Duygu Çayırcıoğlu, Türkiye’de feminizmin henüz adının anılmadığı, anılsa
da olumsuz şekilde anıldığı bir dönemde, feminist duyarlılığın edebiyatta
yol alan güçlü dip dalgasına dikkat çekiyor bu kitapla. Kadınların siyasal ve
toplumsal hareketliliğinin, görünürlüğünün arttığı fakat özerk seslerinin
henüz gür çıkmadığı 1960-1980 döneminde, edebiyat evreninde bir önfeminizmin geliştiğini gösteriyor.
Nezihe Meriç, Sevim Burak, Sevgi Soysal, Leylâ Erbil, Adalet Ağaoğlu,
Füruzan ve Tezer Özlü’nün eserlerinde, erkek egemenliğinin ve ataerkil aile
kurumunun nasıl sorgulandığını görüyoruz. Özel olanın gerçekten politik
olduğunu ve kadınların hayatının nasıl daraltıldığını “canhıraş” tasvir eden
bu eserler, aynı zamanda kadınların bu baskıya –bazen de “delilikle”- nasıl
direndiklerini hikâye ediyorlar.
Sevgi Soysal, Tante Rosa’yı “bütün kadınca bilmeyişlerin tek adı”
diye tanımlamıştı. Kadınca Bilmeyişlerin Sonu, adı üstünde, kadınca
bilinçlenmenin hikâyesini anlatıyor. 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat