Feminist hareketin Amerika’daki öncülerinden Charlotte Perkins Gilman’ın 1915 yılında kaleme aldığı Kadınlar Ülkesi, feminist ütopya edebiyatının ilk örneklerindendir. Macerasever üç arkadaşın gizemli bir coğrafyaya doğru yaptıkları seyahat, yerel halkın yakınlarda bir yerlerde, daha önce hiçbir erkeğin giremediği, yalnızca kadınların yaşadığı saklı bir ülkeden bahsetmesiyle daha da ilgi çekici hâle gelir. Yalnızca kadınların yaşadığı bir ülkenin nasıl bir yer olacağına dair alaylı ve küçümseyen düşünceleri olan bu üç arkadaş, nihayetinde gizli ülkeye vardıklarında tahmin ettiklerinden çok daha farklı bir toplulukla karşılaşacaklardır. Charlotte Perkins Gilman’ın Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde, Amerikan toplumunda cinsiyete, ırka ve sınıfa dayalı ayrımların hadsafhada olduğu bir dönemde karşı duruş olarak yayımladığı bu eser, kadın cinsiyetine atfedilen tüm yetersizlik ve eksiklikleri okuma keyfi veren, ustalıkla yazılmış bir üslupla ters yüz ediyor. Ön yargılarımızdan bağımsız bir yaşamın da olabileceğinin altı çizilen bu eseri okurken kadın ve erkek kavramlarını sorgulayacak ve cinsiyetin, insanın toplumdaki yerini belirlemedeki önemini gözden geçirmek isteyeceksiniz. “Kadınlar Ülkesi, kadınların nelere muktedir olduğunu zarif ve muzip bir dille anlatan, okurken gülümseten bir ütopya.” Marge Piercy “Kadınlar Ülkesi saf bir okuma zevki sunuyor.” Susan Brownmiller
Feminist hareketin Amerika’daki öncülerinden Charlotte Perkins Gilman’ın 1915 yılında kaleme aldığı Kadınlar Ülkesi, feminist ütopya edebiyatının ilk örneklerindendir. Macerasever üç arkadaşın gizemli bir coğrafyaya doğru yaptıkları seyahat, yerel halkın yakınlarda bir yerlerde, daha önce hiçbir erkeğin giremediği, yalnızca kadınların yaşadığı saklı bir ülkeden bahsetmesiyle daha da ilgi çekici hâle gelir. Yalnızca kadınların yaşadığı bir ülkenin nasıl bir yer olacağına dair alaylı ve küçümseyen düşünceleri olan bu üç arkadaş, nihayetinde gizli ülkeye vardıklarında tahmin ettiklerinden çok daha farklı bir toplulukla karşılaşacaklardır. Charlotte Perkins Gilman’ın Birinci Dünya Savaşı’nın arifesinde, Amerikan toplumunda cinsiyete, ırka ve sınıfa dayalı ayrımların hadsafhada olduğu bir dönemde karşı duruş olarak yayımladığı bu eser, kadın cinsiyetine atfedilen tüm yetersizlik ve eksiklikleri okuma keyfi veren, ustalıkla yazılmış bir üslupla ters yüz ediyor. Ön yargılarımızdan bağımsız bir yaşamın da olabileceğinin altı çizilen bu eseri okurken kadın ve erkek kavramlarını sorgulayacak ve cinsiyetin, insanın toplumdaki yerini belirlemedeki önemini gözden geçirmek isteyeceksiniz. “Kadınlar Ülkesi, kadınların nelere muktedir olduğunu zarif ve muzip bir dille anlatan, okurken gülümseten bir ütopya.” Marge Piercy “Kadınlar Ülkesi saf bir okuma zevki sunuyor.” Susan Brownmiller