Toplumlar her zaman gelişmeye devam eder. Onun gelişiminde eğitim lokomotif rolü oynar. Birçok ünlü düşünür, eğitimin gücü ile toplumu değiştirmenin ve geliştirmenin mümkün olduğunu söylemiştir. Bu düşünürlere göre, sadece bireyin değil, aynı zamanda devletin, toplumun ve ülkenin geleceği de genç neslin doğru yetiştirilmesinden, eğitimli olmasından etkilenir. Eğitim, dünyaya gelmiş olan bireylerin olumlu ya da olumsuz kişilik gelişimini etkileyebilir ve insanın gelişimine, kişiliğin şekillenmesine, sosyal çevrenin iyileşmesine yardımcı olur. Kadınların eğitime katılım oranı yüksek olan toplumlarda toplumsal kalkınmanın yüksek, kadınların eğitime katılımı düşük olan toplumlarda ekonomik refah sağlansa da toplumsal kalkınmanın düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Bu sebeple toplumsal haklarını bilen ve bu hakları kullanabilen cinsiyet eşitliğinin sağlandığı toplumların hedeflenmesi gerekmektedir.
Kültür farklılaştıkça kadına tanınan haklar, yüklenen sorumluluklar da farklılık göstermektedir. Aynı toplumda bile zaman içinde kültürel değişiklikler değerler sistemini değiştirebilmektedir. Toplumda kadınların da erkekler kadar eğitim haklarından yararlanması gerekmektedir çünkü tarihsel süreç boyunca toplumlar kadın eğitiminin eksikliğine ve bu eksikliğin getirdiği istenmedik sonuçlara tanıklık etmiştir.
Toplumlar her zaman gelişmeye devam eder. Onun gelişiminde eğitim lokomotif rolü oynar. Birçok ünlü düşünür, eğitimin gücü ile toplumu değiştirmenin ve geliştirmenin mümkün olduğunu söylemiştir. Bu düşünürlere göre, sadece bireyin değil, aynı zamanda devletin, toplumun ve ülkenin geleceği de genç neslin doğru yetiştirilmesinden, eğitimli olmasından etkilenir. Eğitim, dünyaya gelmiş olan bireylerin olumlu ya da olumsuz kişilik gelişimini etkileyebilir ve insanın gelişimine, kişiliğin şekillenmesine, sosyal çevrenin iyileşmesine yardımcı olur. Kadınların eğitime katılım oranı yüksek olan toplumlarda toplumsal kalkınmanın yüksek, kadınların eğitime katılımı düşük olan toplumlarda ekonomik refah sağlansa da toplumsal kalkınmanın düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Bu sebeple toplumsal haklarını bilen ve bu hakları kullanabilen cinsiyet eşitliğinin sağlandığı toplumların hedeflenmesi gerekmektedir.
Kültür farklılaştıkça kadına tanınan haklar, yüklenen sorumluluklar da farklılık göstermektedir. Aynı toplumda bile zaman içinde kültürel değişiklikler değerler sistemini değiştirebilmektedir. Toplumda kadınların da erkekler kadar eğitim haklarından yararlanması gerekmektedir çünkü tarihsel süreç boyunca toplumlar kadın eğitiminin eksikliğine ve bu eksikliğin getirdiği istenmedik sonuçlara tanıklık etmiştir.