Bu çalışmada Kambiyo senetlerin ihbar zorunluluğu, 2 Temmuz 2012'de yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve bununla aynı tarihte yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Çalışma temel olarak akademik nitelik taşımakla birlikte, uygulamada ortaya çıkan ve ortaya çıkması olası birçok sorun değerlendirilmiş, uygulamacıların doğrudan yararlanabileceği açıklamalar ve örnekler verilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla Türk İsviçre ve Alman doktrini incelenerek, tartışmalarda en doğru, taraf menfaatlerini en iyi sağlayan sonuçlar açıklanmaya çalışılmıştır.
Çalışmada Türk uygulamasında ortaya çıkan çeşitli kademelerdeki Yargı kararları detaylı olarak değerlendirilmiştir. Bu konuda sadece Türk hukuku uygulamasını yansıtan kararlar değerlendirilmekle kalınmamış, kaynak niteliğindeki İsviçre ve Alman mahkeme kararları da incelenmiştir. Bu kararların da uygulayıcılara ışık tutacağı düşünülmektedir.
Kurum Türk uygulamasında Fazla bilinmemekte, senet sorumluları tarafından ileri sürüldüğünde yerel mahkemeler tarafından dikkate alınmamaktadır. Buna karşın temyiz aşamasında ihbar zorunluluğunun ihlalinden kaynaklanan savunmalar, yerel mahkeme kararlarını bozma nedeni oluşturmaktadır. Bunun sebebi kambiyo senetleri hukukunun uygulamada gördüğü ilgiyi, akademik alanda görmemesidir. Konu hakkında yazılan eserlerin çoğunluğu genel niteliktedir. Monografiler ve makalelerin az olduğu bir hukuk alanı oluşturmaktadır. Çalışma bu eksikliği bir nebze gidermeyi amaçlamaktadır.
Bu çalışmada Kambiyo senetlerin ihbar zorunluluğu, 2 Temmuz 2012'de yürürlüğe girecek olan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve bununla aynı tarihte yürürlüğe girecek olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak değerlendirilmektedir. Çalışma temel olarak akademik nitelik taşımakla birlikte, uygulamada ortaya çıkan ve ortaya çıkması olası birçok sorun değerlendirilmiş, uygulamacıların doğrudan yararlanabileceği açıklamalar ve örnekler verilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla Türk İsviçre ve Alman doktrini incelenerek, tartışmalarda en doğru, taraf menfaatlerini en iyi sağlayan sonuçlar açıklanmaya çalışılmıştır.
Çalışmada Türk uygulamasında ortaya çıkan çeşitli kademelerdeki Yargı kararları detaylı olarak değerlendirilmiştir. Bu konuda sadece Türk hukuku uygulamasını yansıtan kararlar değerlendirilmekle kalınmamış, kaynak niteliğindeki İsviçre ve Alman mahkeme kararları da incelenmiştir. Bu kararların da uygulayıcılara ışık tutacağı düşünülmektedir.
Kurum Türk uygulamasında Fazla bilinmemekte, senet sorumluları tarafından ileri sürüldüğünde yerel mahkemeler tarafından dikkate alınmamaktadır. Buna karşın temyiz aşamasında ihbar zorunluluğunun ihlalinden kaynaklanan savunmalar, yerel mahkeme kararlarını bozma nedeni oluşturmaktadır. Bunun sebebi kambiyo senetleri hukukunun uygulamada gördüğü ilgiyi, akademik alanda görmemesidir. Konu hakkında yazılan eserlerin çoğunluğu genel niteliktedir. Monografiler ve makalelerin az olduğu bir hukuk alanı oluşturmaktadır. Çalışma bu eksikliği bir nebze gidermeyi amaçlamaktadır.