Denizin ortasındaki dinginliği olabildiğince bozmadan, beni ürkütmeden sessizce çıkmıştı sudan. Sessizceydi ama sinsice değildi ortaya çıkışı. Birkaç saniye kadar bakıştık, korkup korkmadığımı bakışlarımda sezmeye çalıştı. Korkmadığımı anlayınca daha da yanaştı. Çekingen ve temkinli bir ses tonuyla “Merhaba,” dedi. Korkuyordum ve endişeliydim. Bunu ona belli edip onu cesaretlendirmemek için, ya da bilemiyorum, belki de sadece gururum yüzünden, güvenli ve rahat bir ses tonu ile “Merhaba...” diye karşılık verdim, “Burada ne işin var?” diye de ekledim. Sonra o an ne kadar uzun süreceğini hiç de tahmin edemediğim muhabbetimizi başlatan cümleler dökülmeye başladı. Ağzı oynamıyordu, ama duyabiliyordum, konuşuyordu!
Gökhan Sevim, zihnî karışıklıklar ve çelişkilerle dolu bir kahramanı, olağanüstü tutarlı bir şekilde işleyip, okuru sık sık çelişkilere düşürecek bir kurgu yaratıyor.
Kambur Balina, gerçeğe teğet geçen bir günlük, günlüğe teğet geçen bir roman...
Denizin ortasındaki dinginliği olabildiğince bozmadan, beni ürkütmeden sessizce çıkmıştı sudan. Sessizceydi ama sinsice değildi ortaya çıkışı. Birkaç saniye kadar bakıştık, korkup korkmadığımı bakışlarımda sezmeye çalıştı. Korkmadığımı anlayınca daha da yanaştı. Çekingen ve temkinli bir ses tonuyla “Merhaba,” dedi. Korkuyordum ve endişeliydim. Bunu ona belli edip onu cesaretlendirmemek için, ya da bilemiyorum, belki de sadece gururum yüzünden, güvenli ve rahat bir ses tonu ile “Merhaba...” diye karşılık verdim, “Burada ne işin var?” diye de ekledim. Sonra o an ne kadar uzun süreceğini hiç de tahmin edemediğim muhabbetimizi başlatan cümleler dökülmeye başladı. Ağzı oynamıyordu, ama duyabiliyordum, konuşuyordu!
Gökhan Sevim, zihnî karışıklıklar ve çelişkilerle dolu bir kahramanı, olağanüstü tutarlı bir şekilde işleyip, okuru sık sık çelişkilere düşürecek bir kurgu yaratıyor.
Kambur Balina, gerçeğe teğet geçen bir günlük, günlüğe teğet geçen bir roman...