Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın 1770’lerde kaleme aldığı bir eser. İbrahim Hakkı eserinin giriş kısmında “toprağın çeşitli hayvan ve bitkilerin abası-elbisesi” olduğundan bahisle bitki ve hayvanın da insan bedeninin temeli ve esası olduğunu söylemektedir. İnsan bedeni ise kendi kalbinin süslü canfes kumaştan giysisidir. Yani, insan kalbi Mevla’ya muhabbetin mekanı, bilme ve tanıma hazinesinin sığınağıdır. Eser, insanın bu mekanı ve sığınağı ahlakın en güzeli ile güzelleştirmesinin, niyetlerini arı-duru hale getirmesinin ve gönlünü eğitmesinin yollarını konunun özüyle okuru muhatap ederek dile getiriyor. Erdemlerin, güzel ahlâkın, insanın tutum ve davranışlarına yansıması, yapıp-etmelerine kendi rengini vermeleri insanın onları içselleştirip rızayı esas alarak hayatlarına tatbik etmeleriyle mümkün. Kâmil İnsan herşeyden önce insanın, âlemin en şerefli varlığı olduğunu insana yeniden duyuruyor. Ve insanı kendini bilmeye ve tanımaya çağırıyor.
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın 1770’lerde kaleme aldığı bir eser. İbrahim Hakkı eserinin giriş kısmında “toprağın çeşitli hayvan ve bitkilerin abası-elbisesi” olduğundan bahisle bitki ve hayvanın da insan bedeninin temeli ve esası olduğunu söylemektedir. İnsan bedeni ise kendi kalbinin süslü canfes kumaştan giysisidir. Yani, insan kalbi Mevla’ya muhabbetin mekanı, bilme ve tanıma hazinesinin sığınağıdır. Eser, insanın bu mekanı ve sığınağı ahlakın en güzeli ile güzelleştirmesinin, niyetlerini arı-duru hale getirmesinin ve gönlünü eğitmesinin yollarını konunun özüyle okuru muhatap ederek dile getiriyor. Erdemlerin, güzel ahlâkın, insanın tutum ve davranışlarına yansıması, yapıp-etmelerine kendi rengini vermeleri insanın onları içselleştirip rızayı esas alarak hayatlarına tatbik etmeleriyle mümkün. Kâmil İnsan herşeyden önce insanın, âlemin en şerefli varlığı olduğunu insana yeniden duyuruyor. Ve insanı kendini bilmeye ve tanımaya çağırıyor.