Medya, ülkelerin tanıtımından kültür aktarımına kadar birçok süreçte önemli rol oynamaktadır. Bir medya unsuru olarak diziler de bir ülkenin tanıtılmasında, kültürel değerlerin başka toplumlara aktarılmasında önemli bir işlev görmektedir. Bu bakımdan Türkiye de özellikle 2000’li yıllardan itibaren dizi sektörüne ağırlık vermiş, 2000’li yıllara kadar dizi üretmeyen ve ithal eden bir ülke konumundayken bu dönemden sonra dizi ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Yapılan araştırmalara göre dünyadaki dizi pazarının üçte birlik kısmını Türk dizileri oluşturmaktadır. Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi Türkiye’nin geçmiş tarihinde yer alan günümüzde de dış ticarette önemli bir yeri kaplayan bu bölgelerde ise tahminen %50’lerden daha fazla durumdadır. Bu diziler, Türkiye’nin tarihsel bağlarının olduğu birçok coğrafyada (Arap Dünyasından Orta Asya’ya, Balkanlardan Avrupa’ya) ilgiyle izlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti her alanda kaydettiği gelişmeler ile bölgesinde önemli bir güç ve denge unsuru olma yolunda hızla ilerlemektedir. Türkiye’nin yurt dışına çıkış kapılarından birini Türk dizileri oluşturmaktadır. Bu anlamda birçok araştırmacı tarafından bu yapımlar, Türkiye’nin “yumuşak gücü” olarak nitelendirilmektedir. Bu perspektiften bakıldığında Türk dizilerini, Türkiye’nin, Türk dilinin ve kültürünün tanıtılmasında, Türkiye ile ilgili algıların şekillenmesinde, Türkiye imajının geliştirilmesinde büyük katkılar sağlayabilecek önemli bir araç olarak nitelendirmek mümkündür. Türk dizilerinin yurt içinde ve yurtdışında son yıllarda elde ettiği başarılar, Türk dizilerinin Türkiye’nin yumuşak gücündeki etkisini göstermesi adına incelenmeye değer durumdadır. Bu kitapta, 2008-2018 yılları arasında yurt dışına en çok ihraç edilen Türk dizilerinin, Türkiye’nin yumuşak gücündeki rolü ortaya koymaktadır. Bu yönüyle çalışma, belirtilen tarihlerde yurt dışına ihraç edilen Türk dizilerinde ‘Nasıl bir Türkiye imajı bulunmaktadır?’ sorusunu cevaplamaya çalışmıştır.
Medya, ülkelerin tanıtımından kültür aktarımına kadar birçok süreçte önemli rol oynamaktadır. Bir medya unsuru olarak diziler de bir ülkenin tanıtılmasında, kültürel değerlerin başka toplumlara aktarılmasında önemli bir işlev görmektedir. Bu bakımdan Türkiye de özellikle 2000’li yıllardan itibaren dizi sektörüne ağırlık vermiş, 2000’li yıllara kadar dizi üretmeyen ve ithal eden bir ülke konumundayken bu dönemden sonra dizi ihraç eden bir ülke konumuna gelmiştir. Yapılan araştırmalara göre dünyadaki dizi pazarının üçte birlik kısmını Türk dizileri oluşturmaktadır. Balkanlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika gibi Türkiye’nin geçmiş tarihinde yer alan günümüzde de dış ticarette önemli bir yeri kaplayan bu bölgelerde ise tahminen %50’lerden daha fazla durumdadır. Bu diziler, Türkiye’nin tarihsel bağlarının olduğu birçok coğrafyada (Arap Dünyasından Orta Asya’ya, Balkanlardan Avrupa’ya) ilgiyle izlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti her alanda kaydettiği gelişmeler ile bölgesinde önemli bir güç ve denge unsuru olma yolunda hızla ilerlemektedir. Türkiye’nin yurt dışına çıkış kapılarından birini Türk dizileri oluşturmaktadır. Bu anlamda birçok araştırmacı tarafından bu yapımlar, Türkiye’nin “yumuşak gücü” olarak nitelendirilmektedir. Bu perspektiften bakıldığında Türk dizilerini, Türkiye’nin, Türk dilinin ve kültürünün tanıtılmasında, Türkiye ile ilgili algıların şekillenmesinde, Türkiye imajının geliştirilmesinde büyük katkılar sağlayabilecek önemli bir araç olarak nitelendirmek mümkündür. Türk dizilerinin yurt içinde ve yurtdışında son yıllarda elde ettiği başarılar, Türk dizilerinin Türkiye’nin yumuşak gücündeki etkisini göstermesi adına incelenmeye değer durumdadır. Bu kitapta, 2008-2018 yılları arasında yurt dışına en çok ihraç edilen Türk dizilerinin, Türkiye’nin yumuşak gücündeki rolü ortaya koymaktadır. Bu yönüyle çalışma, belirtilen tarihlerde yurt dışına ihraç edilen Türk dizilerinde ‘Nasıl bir Türkiye imajı bulunmaktadır?’ sorusunu cevaplamaya çalışmıştır.