Kanadı Kırık Serçeler

Stok Kodu:
9786257553612
Boyut:
13.5x21
Sayfa Sayısı:
192
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022-05
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%22 indirimli
140,00TL
109,20TL
Taksitli fiyat: 9 x 13,35TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786257553612
1250084
Kanadı Kırık Serçeler
Kanadı Kırık Serçeler
109.20

Sekiz ay kışı yaşayıp, dört ay yaz yaşamanın adı umutla direnmektir. Bazı hayatlar var ki, o kadar çilekeştir. Öyle bir hayatı sende yaşamaktan korkarsın. Bedbaht ve de karmakarışık... İşte bizim hayatlarımız böyledir. Yarını olmayan günleri yaşadık; suçu hep kadere attık, kader utansın dedik. Oysa kaderden önce bizim hayatımızı şekillendiren utanacak o kadar insan vardı ki; ne utandılar, ne de yüzleri kızardı. Sonunda utanan yine biz olduk.
Yanlış anlamayın; biz utanılacak suçlar işlemedik. Biz yapılanlardan haksızlıklara, yapılan eşitsizliklere utandık. Umut ektik yüreklere, hep hüzün biçtik. Emeğimizin kölesi, adamlığımızın efendisi olduk. Namerde el avuç açmadık, yıkılmadık. Alın teri döküp, çoluk çocuğumuzla helal ekmeği bölüştük. Soframıza kuru ekmek koyup, kuzu tadında yedik. Birileri önce ekmeğimize göz koydu; sonra aşkımıza, işimize... Biz karşı durdukça ezdiler, ezebildikleri kadar.
Saçak altında yaşayan serçeler gibi korumasız ve yalnızdık. Taş atan kırdı kanadımızı uçamadık, bir yere gidemedik. Ömrümüz boyunca kanadı kırık serçeler gibi avcıya av olduk.

Sekiz ay kışı yaşayıp, dört ay yaz yaşamanın adı umutla direnmektir. Bazı hayatlar var ki, o kadar çilekeştir. Öyle bir hayatı sende yaşamaktan korkarsın. Bedbaht ve de karmakarışık... İşte bizim hayatlarımız böyledir. Yarını olmayan günleri yaşadık; suçu hep kadere attık, kader utansın dedik. Oysa kaderden önce bizim hayatımızı şekillendiren utanacak o kadar insan vardı ki; ne utandılar, ne de yüzleri kızardı. Sonunda utanan yine biz olduk.
Yanlış anlamayın; biz utanılacak suçlar işlemedik. Biz yapılanlardan haksızlıklara, yapılan eşitsizliklere utandık. Umut ektik yüreklere, hep hüzün biçtik. Emeğimizin kölesi, adamlığımızın efendisi olduk. Namerde el avuç açmadık, yıkılmadık. Alın teri döküp, çoluk çocuğumuzla helal ekmeği bölüştük. Soframıza kuru ekmek koyup, kuzu tadında yedik. Birileri önce ekmeğimize göz koydu; sonra aşkımıza, işimize... Biz karşı durdukça ezdiler, ezebildikleri kadar.
Saçak altında yaşayan serçeler gibi korumasız ve yalnızdık. Taş atan kırdı kanadımızı uçamadık, bir yere gidemedik. Ömrümüz boyunca kanadı kırık serçeler gibi avcıya av olduk.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat