19. asırda Batı’da başlayan köklü reform hareketleri Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’tan itibaren idarî, askerî, iktisadî ve hukukî alanlarda etkisini göstermiş, birtakım reform ve kanunların yapılmasına zemin hazırlamıştır. Değişim ve dönüşümün birlikte yaşandığı bu süreçte reform, ıslahat, batılılaşma, modernleşme, tanzimat, kanunlaştırma gibi kavramlar Osmanlı Devleti’nin gündemine girmeye başlamıştır.
Osmanlı Devleti kanunlaştırma hareketiyle birlikte hukukî düzenlemelerinde üç farklı yaklaşım uygulamıştır. Birincisi Fransız Ceza ve Ticaret Hukuku gibi dışarıdan Türkçeye çeviri yaparak yabancı kanunları benimsemesi, ikincisi Medenî hukuk cephesinde Mecelle, Arazi Kanunnamesi ve Hukûk-ı Aile Kararnamesi’nde olduğu gibi geleneksel hukukun yeniden kanun formunda düzenlenmesi, üçüncüsü ise Anayasa hukuku alanında Kânûn-ı Esâsî gibi iç ve dış etkenlerin birlikte ele alınması şeklindedir.
Hukukî, idarî ve sosyal değişimin hızla yaşandığı bu dönemde toplum zihnen geleneksel yapıdan moderne geçişte ciddi zorluklar yaşanmıştır. Topluma yön veren ilim, fikir ve devlet adamları bu sürece eser ve fikirleriyle müspet katkılar sunmuştur. Meşrutî sistemin meşruiyetine kani olan bu zümre, gazete ve dergilerde Kânûn-ı Esâsî’nin Osmanlı tebasının lehine olduğunu; eşitlik, hürriyet, adalet, meşveret kavramlarının şer’-i şerîfe uygunluğunu ortaya koyarak yeni sisteme önderlik etmişlerdir.
Elinizdeki bu çalışmada yer alan eserlerden ilk üçü şerh mahiyetindedir. Ömer Ziyâeddîn-i Dağıstânî Mir’ât-ı Kânûn-ı Esâsî’de Kânûn-ı Esâsî maddelerinin tamamını şer’-i şerîfe uygunluk etrafında ve delilleriyle şerh etmiştir. Dergüzînîzâde Hasan Rıza Şer’-i Siyâsî-Şerh-i Kânûn-ı Esâsî ve İbnü’r-Re’fet Mehmed Memduh Hukûk-ı Esâsiyye ve Şerh-i Kânûn-ı Esâsî-i Osmânî’de ise aynı yöntemle bazı maddeleri şerh etmişlerdir. Kulcalı Abdülaziz’in Kur’ân-ı Kerîm ve Kânûn-ı Esâsî ve Berzencîzâde Ahmed Fâiz’in el-Hablü’l-Metîn’inden ibaret son iki eserde ise meşrutî sistemin öne çıkardığı ve Kânûn-ı Esâsî’nin omurgasını oluşturan eşitlik, hürriyet, adalet ve meşveret kavramlarının İslâm’daki yeri ve önemi, ayet ve hadislerle desteklenip fıkıh ve fetva kitaplarından muteber nakillerle açıklanmıştır.
19. asırda Batı’da başlayan köklü reform hareketleri Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’tan itibaren idarî, askerî, iktisadî ve hukukî alanlarda etkisini göstermiş, birtakım reform ve kanunların yapılmasına zemin hazırlamıştır. Değişim ve dönüşümün birlikte yaşandığı bu süreçte reform, ıslahat, batılılaşma, modernleşme, tanzimat, kanunlaştırma gibi kavramlar Osmanlı Devleti’nin gündemine girmeye başlamıştır.
Osmanlı Devleti kanunlaştırma hareketiyle birlikte hukukî düzenlemelerinde üç farklı yaklaşım uygulamıştır. Birincisi Fransız Ceza ve Ticaret Hukuku gibi dışarıdan Türkçeye çeviri yaparak yabancı kanunları benimsemesi, ikincisi Medenî hukuk cephesinde Mecelle, Arazi Kanunnamesi ve Hukûk-ı Aile Kararnamesi’nde olduğu gibi geleneksel hukukun yeniden kanun formunda düzenlenmesi, üçüncüsü ise Anayasa hukuku alanında Kânûn-ı Esâsî gibi iç ve dış etkenlerin birlikte ele alınması şeklindedir.
Hukukî, idarî ve sosyal değişimin hızla yaşandığı bu dönemde toplum zihnen geleneksel yapıdan moderne geçişte ciddi zorluklar yaşanmıştır. Topluma yön veren ilim, fikir ve devlet adamları bu sürece eser ve fikirleriyle müspet katkılar sunmuştur. Meşrutî sistemin meşruiyetine kani olan bu zümre, gazete ve dergilerde Kânûn-ı Esâsî’nin Osmanlı tebasının lehine olduğunu; eşitlik, hürriyet, adalet, meşveret kavramlarının şer’-i şerîfe uygunluğunu ortaya koyarak yeni sisteme önderlik etmişlerdir.
Elinizdeki bu çalışmada yer alan eserlerden ilk üçü şerh mahiyetindedir. Ömer Ziyâeddîn-i Dağıstânî Mir’ât-ı Kânûn-ı Esâsî’de Kânûn-ı Esâsî maddelerinin tamamını şer’-i şerîfe uygunluk etrafında ve delilleriyle şerh etmiştir. Dergüzînîzâde Hasan Rıza Şer’-i Siyâsî-Şerh-i Kânûn-ı Esâsî ve İbnü’r-Re’fet Mehmed Memduh Hukûk-ı Esâsiyye ve Şerh-i Kânûn-ı Esâsî-i Osmânî’de ise aynı yöntemle bazı maddeleri şerh etmişlerdir. Kulcalı Abdülaziz’in Kur’ân-ı Kerîm ve Kânûn-ı Esâsî ve Berzencîzâde Ahmed Fâiz’in el-Hablü’l-Metîn’inden ibaret son iki eserde ise meşrutî sistemin öne çıkardığı ve Kânûn-ı Esâsî’nin omurgasını oluşturan eşitlik, hürriyet, adalet ve meşveret kavramlarının İslâm’daki yeri ve önemi, ayet ve hadislerle desteklenip fıkıh ve fetva kitaplarından muteber nakillerle açıklanmıştır.