Diyarbakır'da gelenekselden "modern" olana geçiş süreci ile başlayan, geçmişle bağ kurmaya çalışan, sonrasında şekil değiştirerek hedonik tüketim nesnesi konumuna gelen konut ve konut yapılaşması süreci, kent yaşamı içinde yer alan kırılma noktalarının etkisiyle belirli dönemler için ayrı ayrı şekillenmiştir. Önemli ekonomik, siyasi ve sosyal değişimlerin yaşandığı Diyarbakır, 1960'larda başlayan doğal göç, 1980 sürecinde yaşanan zorunlu göçün oluşturduğu kaos ortamı ile 2000'lerden sonra değişen tüketim alışkanlıklarının mekâna yansıması arasında gelişim göstermiştir.
Göçlerin, konut ve konut dokusu üzerinde sadece kırsaldan gelenlerin kırsal üretim/tüketim biçimlerini konut ve kent kullanımına yansıtmasının yanında, kırsalda yerinden olanların, kent sakinlerini yerinden etmesi sorunsalı çerçevesinde mekânsal ayrışma durumu betimlenmiştir. "Köyünde hatırı sayılır insan statüsünden" kentte "hiç" olmaya zorlananlarla beraber kent sakinlerinin "yerinden olmaları" durumunun yabancılaşma, kaçma ve güvende hissetme eğilimi ile konut ve konut yapılaşmasına verdiği yön aktarılmıştır.
Modern ihtiyaçtan metaya dönüşen konut örgütlenmesinde dilsiz hiyerarşi ile kentsel gelişim, alanda güncel olan yeni nicel ve nitel yöntemler ile dillendirmeye ve kaosun iki farklı kutbunun hikâyesin anlatılmaya çalışılmıştır. Böylece sosyolojik çıkarımlar somut izlerle ifade edilmiştir. "Avlulu Geleneksel Diyarbakır Evleri’nden, yapı kooperatiflerine ve sonrasında kent merkezinin önemli bir bölümünü oluşturan "kapalı yüksek güvenlikli sitelere" doğru konutların çok katlı bloklar biçiminde yaygınlaşması ve kat planlarında işlevini kaybeden ve ek işlev yüklenen mekanlara göre oluşan organizasyonel değişim anlatılmıştır."
Diyarbakır'da gelenekselden "modern" olana geçiş süreci ile başlayan, geçmişle bağ kurmaya çalışan, sonrasında şekil değiştirerek hedonik tüketim nesnesi konumuna gelen konut ve konut yapılaşması süreci, kent yaşamı içinde yer alan kırılma noktalarının etkisiyle belirli dönemler için ayrı ayrı şekillenmiştir. Önemli ekonomik, siyasi ve sosyal değişimlerin yaşandığı Diyarbakır, 1960'larda başlayan doğal göç, 1980 sürecinde yaşanan zorunlu göçün oluşturduğu kaos ortamı ile 2000'lerden sonra değişen tüketim alışkanlıklarının mekâna yansıması arasında gelişim göstermiştir.
Göçlerin, konut ve konut dokusu üzerinde sadece kırsaldan gelenlerin kırsal üretim/tüketim biçimlerini konut ve kent kullanımına yansıtmasının yanında, kırsalda yerinden olanların, kent sakinlerini yerinden etmesi sorunsalı çerçevesinde mekânsal ayrışma durumu betimlenmiştir. "Köyünde hatırı sayılır insan statüsünden" kentte "hiç" olmaya zorlananlarla beraber kent sakinlerinin "yerinden olmaları" durumunun yabancılaşma, kaçma ve güvende hissetme eğilimi ile konut ve konut yapılaşmasına verdiği yön aktarılmıştır.
Modern ihtiyaçtan metaya dönüşen konut örgütlenmesinde dilsiz hiyerarşi ile kentsel gelişim, alanda güncel olan yeni nicel ve nitel yöntemler ile dillendirmeye ve kaosun iki farklı kutbunun hikâyesin anlatılmaya çalışılmıştır. Böylece sosyolojik çıkarımlar somut izlerle ifade edilmiştir. "Avlulu Geleneksel Diyarbakır Evleri’nden, yapı kooperatiflerine ve sonrasında kent merkezinin önemli bir bölümünü oluşturan "kapalı yüksek güvenlikli sitelere" doğru konutların çok katlı bloklar biçiminde yaygınlaşması ve kat planlarında işlevini kaybeden ve ek işlev yüklenen mekanlara göre oluşan organizasyonel değişim anlatılmıştır."