Ünlü tarihçi Hobsbawm’a göre: “20. yüzyılın ikinci yarısında, bizim geçmiş dünyayla ilişkimizi sonsuza kadar koparan en dramatik ve çok önemli sonuçları olan toplumsal değişim köylülüğün ölümüdür. (...) Avrupa ve Ortadoğu çevresinde yalnızca bir köylü kalesi kaldı –Türkiye’de köylülük azaldı ama 1980’lerin ortasında hâlâ mutlak çoğunluk olmaya devam etti.” İşte bu kitabın temel konusu da dünyada ve Türkiye’de tarihsel, kuramsal verilerin ışığında, köylülükle ilgili tartışmaların eşliğinde, kapitalizmle birlikte köylülüğün geçirdiği dönüşümler; özellikle de Türkiye’de köylülüğün başına gelenlerin hikâyesidir.
Değişik kapitalizm modellerindeki köylülüğün farklı değişim süreçlerinin sanayileşmeye etkilerinin incelendiği bu çalışmada; sanayideki kapitalist sermaye birikimi yollarından farklı olan tarımsal dinamiklerin ve tarımın özgüllüğü üstünde durulmuş; dünyadaki somut gelişmelerin incelendiği 20. yüzyılda, tarımının ve tarımsal politikaların önemli dönüm noktaları ele alınmıştır.
Türkiye’deki 1923’ten günümüze kadar tarımsal yapının değişimi, tarım politikaları ve köylülüğe ilişkin tartışmalar kitabın yarısından fazlasını kapsamaktadır.
Sosyalistlerin ve sosyal bilimcilerin köylülüğün değişim sürecini nasıl değerlendirdikleri ise kendi başına bir düşünce tarihi niteliğindedir. Bu çalışmada, toplumsal tarih ile düşünce tarihi bütünselliği içinde olaylar, süreçler ve sınıflar, köylülük ekseninde inceleniyor.
Ünlü tarihçi Hobsbawm’a göre: “20. yüzyılın ikinci yarısında, bizim geçmiş dünyayla ilişkimizi sonsuza kadar koparan en dramatik ve çok önemli sonuçları olan toplumsal değişim köylülüğün ölümüdür. (...) Avrupa ve Ortadoğu çevresinde yalnızca bir köylü kalesi kaldı –Türkiye’de köylülük azaldı ama 1980’lerin ortasında hâlâ mutlak çoğunluk olmaya devam etti.” İşte bu kitabın temel konusu da dünyada ve Türkiye’de tarihsel, kuramsal verilerin ışığında, köylülükle ilgili tartışmaların eşliğinde, kapitalizmle birlikte köylülüğün geçirdiği dönüşümler; özellikle de Türkiye’de köylülüğün başına gelenlerin hikâyesidir.
Değişik kapitalizm modellerindeki köylülüğün farklı değişim süreçlerinin sanayileşmeye etkilerinin incelendiği bu çalışmada; sanayideki kapitalist sermaye birikimi yollarından farklı olan tarımsal dinamiklerin ve tarımın özgüllüğü üstünde durulmuş; dünyadaki somut gelişmelerin incelendiği 20. yüzyılda, tarımının ve tarımsal politikaların önemli dönüm noktaları ele alınmıştır.
Türkiye’deki 1923’ten günümüze kadar tarımsal yapının değişimi, tarım politikaları ve köylülüğe ilişkin tartışmalar kitabın yarısından fazlasını kapsamaktadır.
Sosyalistlerin ve sosyal bilimcilerin köylülüğün değişim sürecini nasıl değerlendirdikleri ise kendi başına bir düşünce tarihi niteliğindedir. Bu çalışmada, toplumsal tarih ile düşünce tarihi bütünselliği içinde olaylar, süreçler ve sınıflar, köylülük ekseninde inceleniyor.