Türkiye dâhil olmak üzere dünyanın çoğu ülkesinde eğitimin kalite/nitelik düzeyi artırılmaya çalışılmakta, bireylerin eğitimden anlamlı düzeyde yararlanabilmeleri adına çeşitli reformlar gerçekleştirilmektedir. Öte yandan eğitim sistemleri kendi bünyelerinde kapsayıcılığı geliştirmeye çalışmakta, bu doğrultuda yeni eğitim politikaları ve okul uygulamaları geliştirmektedir. Buna rağmen eğitim süreçlerinin ve çıktılarının mevcut kalite düzeyi ile kaliteli eğitimden yararlanan öğrenci oranına bakıldığında yerel, ulusal ve uluslararası değerlendirme sonuçları söz konusu hedeflere istenen düzeyde erişilemediğini ortaya koymaktadır.
Bu kitap, kapsayıcı eğitim modelinin eğitimde kalite düzeyinin artırılması bağlamında değerlendirildiği ve kalitenin kapsayıcı eğitim ilkeleri çerçevesinde ele alındığı bir içerik sunmaktadır. Bu kitapta eğitimde kalite, kapsayıcı eğitim ilkeleri etrafında yeniden tanımlanmakta; kalitenin, bireylerin eğitim süreçleri boyunca ve bu süreçler sonunda anlamlı yaşantılar edinmesini sağlayan bir kavram olarak anlaşılması gerektiği önerilmektedir. Kapsayıcı eğitimin böyle bir kalite anlayışına ve düzeyine erişilebilmesi adına uygulanabilir, eğitim sisteminin her boyutuna dair argümanları olan ve bu boyutların her birinin kalite düzeyini geliştirebilecek bir model olduğu savunulmaktadır.
Eğitimde kalite/nitelik ve kapsayıcılık düzeyinin artırılmasında karşılaşılan zorluklardan başka biri, söz konusu kavramlara dair bir “kavram kargaşası” yaşanmasıdır. Bu kitap, eğitimde kalite ve kapsayıcı eğitim kavramlarına dair kuramsal bir açıklık geliştirmeyi hedeflemekte, kapsayıcı eğitimin bir kalite modeli çerçevesinde ele alındığı metodolojik bir içerik sunmaktadır.
Türkiye dâhil olmak üzere dünyanın çoğu ülkesinde eğitimin kalite/nitelik düzeyi artırılmaya çalışılmakta, bireylerin eğitimden anlamlı düzeyde yararlanabilmeleri adına çeşitli reformlar gerçekleştirilmektedir. Öte yandan eğitim sistemleri kendi bünyelerinde kapsayıcılığı geliştirmeye çalışmakta, bu doğrultuda yeni eğitim politikaları ve okul uygulamaları geliştirmektedir. Buna rağmen eğitim süreçlerinin ve çıktılarının mevcut kalite düzeyi ile kaliteli eğitimden yararlanan öğrenci oranına bakıldığında yerel, ulusal ve uluslararası değerlendirme sonuçları söz konusu hedeflere istenen düzeyde erişilemediğini ortaya koymaktadır.
Bu kitap, kapsayıcı eğitim modelinin eğitimde kalite düzeyinin artırılması bağlamında değerlendirildiği ve kalitenin kapsayıcı eğitim ilkeleri çerçevesinde ele alındığı bir içerik sunmaktadır. Bu kitapta eğitimde kalite, kapsayıcı eğitim ilkeleri etrafında yeniden tanımlanmakta; kalitenin, bireylerin eğitim süreçleri boyunca ve bu süreçler sonunda anlamlı yaşantılar edinmesini sağlayan bir kavram olarak anlaşılması gerektiği önerilmektedir. Kapsayıcı eğitimin böyle bir kalite anlayışına ve düzeyine erişilebilmesi adına uygulanabilir, eğitim sisteminin her boyutuna dair argümanları olan ve bu boyutların her birinin kalite düzeyini geliştirebilecek bir model olduğu savunulmaktadır.
Eğitimde kalite/nitelik ve kapsayıcılık düzeyinin artırılmasında karşılaşılan zorluklardan başka biri, söz konusu kavramlara dair bir “kavram kargaşası” yaşanmasıdır. Bu kitap, eğitimde kalite ve kapsayıcı eğitim kavramlarına dair kuramsal bir açıklık geliştirmeyi hedeflemekte, kapsayıcı eğitimin bir kalite modeli çerçevesinde ele alındığı metodolojik bir içerik sunmaktadır.