16 Ocak 1990... Akşam vakti bahçeden yükselen 'Allahu Ekber' sesini duyunca balkona çıktım. Son yirmi yıldır abidelerin korunması idaresine çevrilmiş ve bize komşu olan caminin minaresine 5-6 gencin çıktığını gördüm. Ellerinde milli cumhuriyetimizin üç renkli bayrağı dalgalanıyordu.Bu gençler, atamız Mehmet Emin Resulzade'nin yükselttiği bayrağı minareye dikerek, 'Allahu Ekber' diye bağırmağa başladılar. Onlar 20-25 yaşlarındaydı. İlahi!Üç renkli milli bayrağımızın mevcudiyetini onlar nereden biliyorlardı?Onlara bunu kim öğretmmişti? 'Allahu Ekber' i yüreklerine nakşedenlerin dilleri kesildiği aman dünyaya gelen bu genlçler bu mukaddes kelamın sırrını ve gücünü nereden biliyorlardı? Kulaklarının duymadığı, gözlerinin görmediği ve dillerinin söylemediği üç renkli bayrak, Mehmed Emin ruhu ve 'Allahu Ekber' nidası onların hafızasında yaşıyor ve onları gizli bir ateş gibi içeriden yakıyormuş. Bu ilahi sırra nasıl hayret etmeyesin, İlahi?
16 Ocak 1990... Akşam vakti bahçeden yükselen 'Allahu Ekber' sesini duyunca balkona çıktım. Son yirmi yıldır abidelerin korunması idaresine çevrilmiş ve bize komşu olan caminin minaresine 5-6 gencin çıktığını gördüm. Ellerinde milli cumhuriyetimizin üç renkli bayrağı dalgalanıyordu.Bu gençler, atamız Mehmet Emin Resulzade'nin yükselttiği bayrağı minareye dikerek, 'Allahu Ekber' diye bağırmağa başladılar. Onlar 20-25 yaşlarındaydı. İlahi!Üç renkli milli bayrağımızın mevcudiyetini onlar nereden biliyorlardı?Onlara bunu kim öğretmmişti? 'Allahu Ekber' i yüreklerine nakşedenlerin dilleri kesildiği aman dünyaya gelen bu genlçler bu mukaddes kelamın sırrını ve gücünü nereden biliyorlardı? Kulaklarının duymadığı, gözlerinin görmediği ve dillerinin söylemediği üç renkli bayrak, Mehmed Emin ruhu ve 'Allahu Ekber' nidası onların hafızasında yaşıyor ve onları gizli bir ateş gibi içeriden yakıyormuş. Bu ilahi sırra nasıl hayret etmeyesin, İlahi?