9789752676695
1103128
https://www.fidankitap.com/karadeniz-ekonomik-isbirligi-orgutu
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Yirmi Yıllık Bir Serüven
542.80
Tarihin en eski dönemlerinden itibaren gerek deniz alanı gerek bu alan çevresindeki kara parçası üzerinde büyük çekişmelerin yaşandığı Karadeniz ve Karadeniz Bölgesi, Avrupa ve Asya kıtalarının ortasında yer alan konumuyla stratejik bir öneme sahiptir. Karadeniz Bölgesi, bir yandan İstanbul ve Çanakkale Boğazları aracılığıyla Akdenize, Atlantik Okyanusuna ve Afrika kıtasına açılmakta; öbür yandan da Tuna, İdil (Volga), Özü (Dinyeper) ve Ten (Don) nehirleri yoluyla Baltık Denizine ve Hazar Denizine ulaşarak Avrupa ve Türkistan (Orta Asya) içine kadar etki alanını genişletmektedir. Her dönem önemini muhafaza eden Karadeniz Bölgesi, İkinci Dünya Savaşının sona ermesinden sonra başlayan Soğuk Savaş yıllarında da iki ayrı blokun çekişme alanlarından birini teşkil etmiştir. Batı Bloku içinde yer alan NATO üyesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Doğu Blokunun lideri konumundaki SSCB ve diğer Varşova Paktı üyeleri, Karadeniz kıyılarını adeta paylaşarak birbirlerinin egemenlik alanlarını kabullenmişlerdir. Bu dönemde, Karadenizin güney kıyıları Türkiye eliyle NATO tarafından kontrol edilirken kuzey, doğu ve batı kıyıları SSCB ve diğer Varşova Paktı üyelerinin denetimi altındadır.Soğuk Savaşın bitmesiyle ve SSCB'nin dağılmasıyla birlikte, yeryüzündeki diğer çekişme alanlarında olduğu gibi Karadenizde de yeni duruma göre bazı adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu adımların ilki, Türkiye eliyle başlatılan KEİ girişimidir. Soğuk Savaş sırasında çekişme yaşayan tarafları bir araya getiren bu girişim, ekonomik işbirliği gerçekleştirmeyi esas alan bir mekanizma oluşturmuş ve zaman içinde, çalışmamazın konusunu oluşturan KEİÖ'nün kurulmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. KEİ girişiminin başından itibaren Karadeniz Bölgesi içinde yıkılmaya başlanan ön yargılar, geçen süre zarfında uluslararası toplum tarafından da aşılmaya başlanmıştır. Uluslararası bir örgüte dönüşerek uluslararası topluma katılan KEİÖ, bir anlamda, Soğuk Savaş yıllarından kalma psikolojik engellerin aşılarak kurumsal yapıların ortaya çıkarılabildiğini gösteren örneklerden biri, belki de birincisidir.
Tarihin en eski dönemlerinden itibaren gerek deniz alanı gerek bu alan çevresindeki kara parçası üzerinde büyük çekişmelerin yaşandığı Karadeniz ve Karadeniz Bölgesi, Avrupa ve Asya kıtalarının ortasında yer alan konumuyla stratejik bir öneme sahiptir. Karadeniz Bölgesi, bir yandan İstanbul ve Çanakkale Boğazları aracılığıyla Akdenize, Atlantik Okyanusuna ve Afrika kıtasına açılmakta; öbür yandan da Tuna, İdil (Volga), Özü (Dinyeper) ve Ten (Don) nehirleri yoluyla Baltık Denizine ve Hazar Denizine ulaşarak Avrupa ve Türkistan (Orta Asya) içine kadar etki alanını genişletmektedir. Her dönem önemini muhafaza eden Karadeniz Bölgesi, İkinci Dünya Savaşının sona ermesinden sonra başlayan Soğuk Savaş yıllarında da iki ayrı blokun çekişme alanlarından birini teşkil etmiştir. Batı Bloku içinde yer alan NATO üyesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Doğu Blokunun lideri konumundaki SSCB ve diğer Varşova Paktı üyeleri, Karadeniz kıyılarını adeta paylaşarak birbirlerinin egemenlik alanlarını kabullenmişlerdir. Bu dönemde, Karadenizin güney kıyıları Türkiye eliyle NATO tarafından kontrol edilirken kuzey, doğu ve batı kıyıları SSCB ve diğer Varşova Paktı üyelerinin denetimi altındadır.Soğuk Savaşın bitmesiyle ve SSCB'nin dağılmasıyla birlikte, yeryüzündeki diğer çekişme alanlarında olduğu gibi Karadenizde de yeni duruma göre bazı adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu adımların ilki, Türkiye eliyle başlatılan KEİ girişimidir. Soğuk Savaş sırasında çekişme yaşayan tarafları bir araya getiren bu girişim, ekonomik işbirliği gerçekleştirmeyi esas alan bir mekanizma oluşturmuş ve zaman içinde, çalışmamazın konusunu oluşturan KEİÖ'nün kurulmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. KEİ girişiminin başından itibaren Karadeniz Bölgesi içinde yıkılmaya başlanan ön yargılar, geçen süre zarfında uluslararası toplum tarafından da aşılmaya başlanmıştır. Uluslararası bir örgüte dönüşerek uluslararası topluma katılan KEİÖ, bir anlamda, Soğuk Savaş yıllarından kalma psikolojik engellerin aşılarak kurumsal yapıların ortaya çıkarılabildiğini gösteren örneklerden biri, belki de birincisidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.