Karanlığa Umut Beze

Stok Kodu:
9786256265257
Boyut:
13x21
Sayfa Sayısı:
132
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%30 indirimli
180,00TL
126,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 15,40TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786256265257
1355558
Karanlığa Umut Beze
Karanlığa Umut Beze
126.00

  Atatürk’ün baş tacı ettiği, Cumhurbaşkanının bile dersine müdahale edemeyeceği kutsallığı taşıyan öğretmenin kutsal dersleri sık sık işgal edilmiş, hesap sorulmuş, yargıya taşınmıştır. Dünyanın en fedakâr öğretmenleri, ederi düşük bir pul gibi oradan oraya postalanmış, sürülmüş, aşağılanmış, yaftalanmış, sıradanlaştırılmıştır. Ülkemizin aydınlanmasında, çağdaşlaşmasında biricik yapı taşı olan öğretmenin sınırları çizilerek, yazboz tahtası eğitim sistemiyle dünyanın en fedakâr öğretmeni olmaktan çıkarılmış, devletin sistemli memuru konumuna getirilmiştir. İdealist eğitim sistemi çökmüş, bilgisinin doruğundaki öğretmenler adeta emekliliğe zorlanmıştır.
      “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.” sözüyle yüreklerimize yazılan “Baş öğretmen” im; senin çizdiğin sistemi yerle bir edip milleti esaret ve sefalete sürüklemek isteyen kör olası zihniyet meyveye durdu.
        İşte kısılmak istenen ton… Ellerinden öpülesi ilk öğretmenim, dünkü güçlü ışıklar sizin ellerinizden yayıldı. Beni bugün öğretmen yaparak ülkemize taşıdı. Sizlere uzanan yılan diller lal olsun! Sizlere uzanan zalim eller kırılsın! Ne mutlu dündeki yüzlerden, bugünlere taşınan yürekleri dopdolu bilgi pencerelerine…
………..
      Biz demokrasi savaşımı verirken teokrasi, ışıklarını bir bir yakıyordu. Asıl savaşım şimdi başlıyordu. İçime oturan öküzün keyfi yerindeydi. Ben mavilere dönmeliydim. Mavinin tonlarını döktüm tuvale. Özgür düşlerimiz hep olsun diye.
…………..
Çok üzgünüm: Bu ülkenin mürekkep yalamışları, bu ülkenin aydınları, akademisyenleri, bilim adamları ya intihar ediyor ya da beyin zarlarını çatlatıyor. Neden kara cahil, aklını oynatmıyor? Tevekkül ve kadercilikten…

 

  Atatürk’ün baş tacı ettiği, Cumhurbaşkanının bile dersine müdahale edemeyeceği kutsallığı taşıyan öğretmenin kutsal dersleri sık sık işgal edilmiş, hesap sorulmuş, yargıya taşınmıştır. Dünyanın en fedakâr öğretmenleri, ederi düşük bir pul gibi oradan oraya postalanmış, sürülmüş, aşağılanmış, yaftalanmış, sıradanlaştırılmıştır. Ülkemizin aydınlanmasında, çağdaşlaşmasında biricik yapı taşı olan öğretmenin sınırları çizilerek, yazboz tahtası eğitim sistemiyle dünyanın en fedakâr öğretmeni olmaktan çıkarılmış, devletin sistemli memuru konumuna getirilmiştir. İdealist eğitim sistemi çökmüş, bilgisinin doruğundaki öğretmenler adeta emekliliğe zorlanmıştır.
      “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.” sözüyle yüreklerimize yazılan “Baş öğretmen” im; senin çizdiğin sistemi yerle bir edip milleti esaret ve sefalete sürüklemek isteyen kör olası zihniyet meyveye durdu.
        İşte kısılmak istenen ton… Ellerinden öpülesi ilk öğretmenim, dünkü güçlü ışıklar sizin ellerinizden yayıldı. Beni bugün öğretmen yaparak ülkemize taşıdı. Sizlere uzanan yılan diller lal olsun! Sizlere uzanan zalim eller kırılsın! Ne mutlu dündeki yüzlerden, bugünlere taşınan yürekleri dopdolu bilgi pencerelerine…
………..
      Biz demokrasi savaşımı verirken teokrasi, ışıklarını bir bir yakıyordu. Asıl savaşım şimdi başlıyordu. İçime oturan öküzün keyfi yerindeydi. Ben mavilere dönmeliydim. Mavinin tonlarını döktüm tuvale. Özgür düşlerimiz hep olsun diye.
…………..
Çok üzgünüm: Bu ülkenin mürekkep yalamışları, bu ülkenin aydınları, akademisyenleri, bilim adamları ya intihar ediyor ya da beyin zarlarını çatlatıyor. Neden kara cahil, aklını oynatmıyor? Tevekkül ve kadercilikten…

 

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat