Birinci Dünya Savaşı’nda tüm kaynaklarını tüketen Osmanlı; cephedeki askerin, kimsesiz kalan çocukların istihkâkını karşılamada zorlanıyordu. Öngörülenden uzun süren savaş, yetimhanelerdeki mevcudu her gün artırıyor, yiyecekle birlikte barınacak yer bulmak da zorlaşıyordu. Devlet, mâdur olan bu çocuklar için müttefik Almanya ile anlaşma yaptı.
Üç yüz on dört kişilik ilk kafile Nisan 1917’de Sirkeci Garı’ndan, Almanya’da zanaat öğrenip savaştan sonra geri dönmek üzere hareket etti. Fakat bazıları anlaşmaya uygun iş kollarında değil, kömür madenlerinde ağır işlerde çalışmaya zorlandı. Ve çoğu geri dönemedi.
Türker, yine gerçek olaylardan kurguladığı üçüncü romanında; ayrılığın hüznü, bilinmezliğin tedirginliğinde yüzerken karaya vurmayı ümit edenlerin trajik hikâyesini anlatıyor.
Birinci Dünya Savaşı’nda tüm kaynaklarını tüketen Osmanlı; cephedeki askerin, kimsesiz kalan çocukların istihkâkını karşılamada zorlanıyordu. Öngörülenden uzun süren savaş, yetimhanelerdeki mevcudu her gün artırıyor, yiyecekle birlikte barınacak yer bulmak da zorlaşıyordu. Devlet, mâdur olan bu çocuklar için müttefik Almanya ile anlaşma yaptı.
Üç yüz on dört kişilik ilk kafile Nisan 1917’de Sirkeci Garı’ndan, Almanya’da zanaat öğrenip savaştan sonra geri dönmek üzere hareket etti. Fakat bazıları anlaşmaya uygun iş kollarında değil, kömür madenlerinde ağır işlerde çalışmaya zorlandı. Ve çoğu geri dönemedi.
Türker, yine gerçek olaylardan kurguladığı üçüncü romanında; ayrılığın hüznü, bilinmezliğin tedirginliğinde yüzerken karaya vurmayı ümit edenlerin trajik hikâyesini anlatıyor.