Alışılagelmemiş ve esrarengiz yerleri keşfetmek ve tüketmek insanlar için farklı bir aktivite haline dönüşmeye başlamıştır. "Karanlık turist” olarak adlandırılan bu kitle, duyguları olan yerleri, kendine has özelliklere sahip bölgeleri, tarihsel mirası ve trajedileri tüketmek istemektedir. Bu bağlamda, yapılan seyahatler değil, geçmiş zamanda yaşanan talihsizlikler ve zor zamanlar değerli hale gelmektedir.
Ölümlerin, felaketlerin yaşandığı yerlere yapılan ziyaretler karanlık turizm olarak nitelendirilmektedir. Toplumsal hafızayı canlı kılmak, üzüntülerden ders çıkarmak ve yas tutmak gibi motivasyon kaynaklarıyla kendini ortaya koyan bu turizm türünde postmodernizmin kimlik bulmuş hali görülmektedir. Acıyı kapsayan bir turizm türü olan "karanlık turizm” insanları hüznü hissetmeye yönlendirmektedir. Bu kitapta seyahatin karanlık yüzü keşfedilerek, yeni bir bakış açısıyla karanlık turizmin felsefesine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Turistlerin ölüme karşı yansıttığı duygusal tepkiler, destinasyonla etkileşimde olduğu anlar, mekânla kurulan güçlü iletişim sosyo-kültürel açıdan da bu kavramın incelenmesini gerekli kılmaktadır.
Alışılagelmemiş ve esrarengiz yerleri keşfetmek ve tüketmek insanlar için farklı bir aktivite haline dönüşmeye başlamıştır. "Karanlık turist” olarak adlandırılan bu kitle, duyguları olan yerleri, kendine has özelliklere sahip bölgeleri, tarihsel mirası ve trajedileri tüketmek istemektedir. Bu bağlamda, yapılan seyahatler değil, geçmiş zamanda yaşanan talihsizlikler ve zor zamanlar değerli hale gelmektedir.
Ölümlerin, felaketlerin yaşandığı yerlere yapılan ziyaretler karanlık turizm olarak nitelendirilmektedir. Toplumsal hafızayı canlı kılmak, üzüntülerden ders çıkarmak ve yas tutmak gibi motivasyon kaynaklarıyla kendini ortaya koyan bu turizm türünde postmodernizmin kimlik bulmuş hali görülmektedir. Acıyı kapsayan bir turizm türü olan "karanlık turizm” insanları hüznü hissetmeye yönlendirmektedir. Bu kitapta seyahatin karanlık yüzü keşfedilerek, yeni bir bakış açısıyla karanlık turizmin felsefesine ışık tutulmaya çalışılmıştır. Turistlerin ölüme karşı yansıttığı duygusal tepkiler, destinasyonla etkileşimde olduğu anlar, mekânla kurulan güçlü iletişim sosyo-kültürel açıdan da bu kavramın incelenmesini gerekli kılmaktadır.