2022 yılında Japon filozof Kojin Karatani (1941) felsefenin Nobel’i olarak kabul edilen bir milyon dolarlık Berggruen Ödülü’nü kazanır. Ödül, ‘hızla değişen dünyada yaşama bilgelik ışığını veren ve insanın kendini anlamasına olanak sağlayan’ kişilere verilmektedir. Önceki Berggruen ödülünü alan bazı isimler: Kanadalı filozof Charles Taylor, Amerikalı çağdaş Aristotelesçi filozof M.C. Nussbaum, Avustralyalı filozof ve hayvan hakları savunucu Peter Singer, İngiliz filozof ve insan hakları-etik alanındaki çalışmalarıyla ünlü Onora O’Neill…
Karatani uzun yaşamında tam bir paradigma yaratıcısı ve değiştiricisi olarak kendini gösterir: O, ‘hem yıkar ve hem de yapar’. Kant ve Marks’ı birlikte ve yeniden okuyarak küresel kapitalizmin sınırlarına ilişkin keskin bir eleştiri getirir.
Karatani felsefe tarihini de son derece radikal bir biçimde okur. Anadolu/İyonya temelli varlık ve insan anlayışını Atina merkezli varlık ve insan anlayışının karşısına koyarak günümüz politik kavrayışını da kökten bir eleştiriye uğratır. Ona göre, İyonya filozoflarının varlık ve insan anlayışları politik olanı belirlemiştir. ‘Eşitlikçi değil ama karşılıklı (reciprocity/isonomia)’ var oluş tarzı demokrasinin de kronik hale gelmiş olan derin problemine gerçek bir yanıt oluşturur. Karatani’nin İonia/Anadolu kültüründe gözlemlediği bu karşılıklı var olma formunun modern demokrasilerde aşağıdan yukarıya doğru uygulamanın önemini gösterdiği gibi günümüzdeki birçok sorunun da aşılmasına öncülük edeceğini belirtir.
Bizde sorgusuz sualsiz Batıcılığa ve Osmanlı Batıcılığına teslim olarak Anadolu’yu küçümseyen ve hemen hemen her alanda kendini gösteren pop-starların eminim ki Batı’nın Karatani’ye verdiği ödülden dolayı hem aklı karışacak ve hem de hayal kırıklığına uğrayacaklardır.
Efe Bayram tarafından Türkçede Karatani üzerine gerçekleştirilmiş olan bu ilk çalışmanın ülkemizde özgür aklın yeşermesine vesile olmasını dilerim…Anadolu düşünce ateşinin harlanması umuduyla…Işık Anadolu’dan gelir!
2022 yılında Japon filozof Kojin Karatani (1941) felsefenin Nobel’i olarak kabul edilen bir milyon dolarlık Berggruen Ödülü’nü kazanır. Ödül, ‘hızla değişen dünyada yaşama bilgelik ışığını veren ve insanın kendini anlamasına olanak sağlayan’ kişilere verilmektedir. Önceki Berggruen ödülünü alan bazı isimler: Kanadalı filozof Charles Taylor, Amerikalı çağdaş Aristotelesçi filozof M.C. Nussbaum, Avustralyalı filozof ve hayvan hakları savunucu Peter Singer, İngiliz filozof ve insan hakları-etik alanındaki çalışmalarıyla ünlü Onora O’Neill…
Karatani uzun yaşamında tam bir paradigma yaratıcısı ve değiştiricisi olarak kendini gösterir: O, ‘hem yıkar ve hem de yapar’. Kant ve Marks’ı birlikte ve yeniden okuyarak küresel kapitalizmin sınırlarına ilişkin keskin bir eleştiri getirir.
Karatani felsefe tarihini de son derece radikal bir biçimde okur. Anadolu/İyonya temelli varlık ve insan anlayışını Atina merkezli varlık ve insan anlayışının karşısına koyarak günümüz politik kavrayışını da kökten bir eleştiriye uğratır. Ona göre, İyonya filozoflarının varlık ve insan anlayışları politik olanı belirlemiştir. ‘Eşitlikçi değil ama karşılıklı (reciprocity/isonomia)’ var oluş tarzı demokrasinin de kronik hale gelmiş olan derin problemine gerçek bir yanıt oluşturur. Karatani’nin İonia/Anadolu kültüründe gözlemlediği bu karşılıklı var olma formunun modern demokrasilerde aşağıdan yukarıya doğru uygulamanın önemini gösterdiği gibi günümüzdeki birçok sorunun da aşılmasına öncülük edeceğini belirtir.
Bizde sorgusuz sualsiz Batıcılığa ve Osmanlı Batıcılığına teslim olarak Anadolu’yu küçümseyen ve hemen hemen her alanda kendini gösteren pop-starların eminim ki Batı’nın Karatani’ye verdiği ödülden dolayı hem aklı karışacak ve hem de hayal kırıklığına uğrayacaklardır.
Efe Bayram tarafından Türkçede Karatani üzerine gerçekleştirilmiş olan bu ilk çalışmanın ülkemizde özgür aklın yeşermesine vesile olmasını dilerim…Anadolu düşünce ateşinin harlanması umuduyla…Işık Anadolu’dan gelir!