25 Aralık 1995 günü, Ege Denizi'nde bir gemi kazası meydana gelir. Başlangıçta basit bir deniz kazası olarak algılansa da kısa sürede diplomatik bir krize dönüşür. Bu geminin kurtarılış hikâyesi ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla uluslararası bir kimlik kazanır ve her şeyden önemlisi bizi Ege Denizi gibi dar ve sıkışık bir denizde farkında bile olmadığımız temel bir sorunla, yani “egemenlik” ve “paylaşım” sorunuyla tanıştırır. Yunan mitolojisinde, deniz tanrısı Poseidon'un hem bütün denizlere hükmettiğine hem de üç dişli yabasıyla karalardan kopardığı kara parçalarını denize fırlatarak adaları meydana getirdiğine inanılır.
Aynı zamanda, enginlere açılmış bir geminin kaderi de Poseidon'un ellerindedir. Poseidon'un Anadolu'dan koparıp denize fırlatmak suretiyle yarattığı ada, adacık ve kayalıktan “Kardak Kayalıkları” 25 Aralık 1995'te Figen Akat'ın kaderi olur.
25 Aralık 1995 günü, Ege Denizi'nde bir gemi kazası meydana gelir. Başlangıçta basit bir deniz kazası olarak algılansa da kısa sürede diplomatik bir krize dönüşür. Bu geminin kurtarılış hikâyesi ve doğurduğu sonuçlar itibarıyla uluslararası bir kimlik kazanır ve her şeyden önemlisi bizi Ege Denizi gibi dar ve sıkışık bir denizde farkında bile olmadığımız temel bir sorunla, yani “egemenlik” ve “paylaşım” sorunuyla tanıştırır. Yunan mitolojisinde, deniz tanrısı Poseidon'un hem bütün denizlere hükmettiğine hem de üç dişli yabasıyla karalardan kopardığı kara parçalarını denize fırlatarak adaları meydana getirdiğine inanılır.
Aynı zamanda, enginlere açılmış bir geminin kaderi de Poseidon'un ellerindedir. Poseidon'un Anadolu'dan koparıp denize fırlatmak suretiyle yarattığı ada, adacık ve kayalıktan “Kardak Kayalıkları” 25 Aralık 1995'te Figen Akat'ın kaderi olur.