Halkçadır Ceyhun Atıf Kansu'nun söz dizini...
Akça kavaktan istasyon akasyalarına, güz yaprağından sıcak kan gülüne, armut ağacındaki ishak kuşundan dağlarda yanan çoban ateşlerine, mavi elişi denizlerden ağustos yıldızlarına, sabah başlangıcı bebeklerden çocukların küçük kuş ellerine, yeşil boyalı kayıklardan Frikyalı kağnılara, Eti toprağından yasaklanmış suya, Hiroşima'daki çimen gözlü kız Akihiro Takahaşi'den sele kapılmış Sedef'e, Zapata'dan bağımsızlık albayı Şerafettin Bey'e, Ali'nin süt şişesinden muskalı Satı'ya, Eğin türkülerinden Alp eteklerindeki saatçilerin şarkısına, köy öğretmenlerinden çarıklı çiftçilere, Salih Usta'dan çiçekçi Nuri'ye, manavdaki mürdüm eriğinden Van Gogh'un tarlasına...
Ozan, kendi yurdunda gurbette olmamalı hiç, oturulacak "kardeş sofrası" varken...
Halkçadır Ceyhun Atıf Kansu'nun söz dizini...
Akça kavaktan istasyon akasyalarına, güz yaprağından sıcak kan gülüne, armut ağacındaki ishak kuşundan dağlarda yanan çoban ateşlerine, mavi elişi denizlerden ağustos yıldızlarına, sabah başlangıcı bebeklerden çocukların küçük kuş ellerine, yeşil boyalı kayıklardan Frikyalı kağnılara, Eti toprağından yasaklanmış suya, Hiroşima'daki çimen gözlü kız Akihiro Takahaşi'den sele kapılmış Sedef'e, Zapata'dan bağımsızlık albayı Şerafettin Bey'e, Ali'nin süt şişesinden muskalı Satı'ya, Eğin türkülerinden Alp eteklerindeki saatçilerin şarkısına, köy öğretmenlerinden çarıklı çiftçilere, Salih Usta'dan çiçekçi Nuri'ye, manavdaki mürdüm eriğinden Van Gogh'un tarlasına...
Ozan, kendi yurdunda gurbette olmamalı hiç, oturulacak "kardeş sofrası" varken...