İnsanlar okumaktan çok bakmaya eğilimlidir. Televizyon kanallarının alabildiğine çoğaldığı bir ortamda gazeteciliğin de görselliğe büründürülmesi izleme kültürünü daha cazip hale getirmiştir. Gazetelerde kullanılan fotoğraf ve çeşitli görsellerin okuyucu açısından çarpıcı yönü keşfedildiğinden beri karikatür de gazetelerde daha fazla yer almıştır.
Mağara duvarlarından saray raporlarına, haftalık bültenlerden dergi kapaklarına pek çok mecrada sosyal yaşamın bir parçası olmayı sürdüren karikatür gülme ve eğlenmenin ötesinde ciddi konulara eğildiğini göstermiştir. İnsanların görsel cazibeye olan yatkınlığını fırsat bilerek ince espriyle birleştirilen çizgiler, gazetede birer politik mesaj aktarıcılarına dönüşmüştür. Toplumsal refahın arttığı ve her şeyin seyrinde gittiği dönemlerde mizahi düşünme ve siyasi karikatür geleneği zayıflarken, istikrarın azaldığı, toplumsal gerilimin tırmandığı ya da siyasi rekabetin arttığı seçim dönemlerinde gazete karikatürleri önemli bir muhalefet aracına dönüşmüştür.
Toplumsal kanaat oluşturmada gazete haberleri kadar etkin bir mecra da gazete karikatürleridir. Savunduğu ilkeler bakımından gazetelerin ideolojik kutuplara ayrılması bu mücadeleye karikatürü de dâhil etmiştir. Gazeteler hâkim ideolojinin yeniden üretilmesinde rol alırken, karikatür de güldürürken şaşkınlık uyandıran doğasıyla, eleştiri ve muhalefet geleneğiyle olaylar ardındaki görünmeyeni okuyucuya göstermeye çalışır. Vatandaşın sıradan bir gazete haberinden öğrenmeyeceği olaylar, karikatürün abartılı çizgileriyle okuyucunun gözüne sokulur.
Her bir gazetenin yayın politikası, ideolojik bir söylemi olduğu gibi karikatürün de bir dili ve söylemi vardır. Kültürün taşıyıcısı olan dil karikatürde farklı biçimlerde sunulur. Bu dil doğrudan olayları aktaran yazınsal bir dil değil, çizgiyle gösterilen, çelişki ve zıtlıklar üzerine kurulan, hicivle ve nükteyle yoğrulan, üstü kapalı mesajlar veren esprili ve sert bir dildir. Karikatürün oluşturduğu zıtlık gerçekle idealin, olanla olması gerekenin zıtlığıdır. Bu zıtlıkları çizgilerle birleştiren karikatüristler birtakım ideolojik söylemler üretmekte, karikatüristin gözüne ilişen, kulağına gelen konuşmalar, yazılar, düşünceler ve yorumlar yer aldığı gazetenin ideolojisine göre yeniden biçimlendirilerek okuyucuya sunulmaktadır.
İnsanlar okumaktan çok bakmaya eğilimlidir. Televizyon kanallarının alabildiğine çoğaldığı bir ortamda gazeteciliğin de görselliğe büründürülmesi izleme kültürünü daha cazip hale getirmiştir. Gazetelerde kullanılan fotoğraf ve çeşitli görsellerin okuyucu açısından çarpıcı yönü keşfedildiğinden beri karikatür de gazetelerde daha fazla yer almıştır.
Mağara duvarlarından saray raporlarına, haftalık bültenlerden dergi kapaklarına pek çok mecrada sosyal yaşamın bir parçası olmayı sürdüren karikatür gülme ve eğlenmenin ötesinde ciddi konulara eğildiğini göstermiştir. İnsanların görsel cazibeye olan yatkınlığını fırsat bilerek ince espriyle birleştirilen çizgiler, gazetede birer politik mesaj aktarıcılarına dönüşmüştür. Toplumsal refahın arttığı ve her şeyin seyrinde gittiği dönemlerde mizahi düşünme ve siyasi karikatür geleneği zayıflarken, istikrarın azaldığı, toplumsal gerilimin tırmandığı ya da siyasi rekabetin arttığı seçim dönemlerinde gazete karikatürleri önemli bir muhalefet aracına dönüşmüştür.
Toplumsal kanaat oluşturmada gazete haberleri kadar etkin bir mecra da gazete karikatürleridir. Savunduğu ilkeler bakımından gazetelerin ideolojik kutuplara ayrılması bu mücadeleye karikatürü de dâhil etmiştir. Gazeteler hâkim ideolojinin yeniden üretilmesinde rol alırken, karikatür de güldürürken şaşkınlık uyandıran doğasıyla, eleştiri ve muhalefet geleneğiyle olaylar ardındaki görünmeyeni okuyucuya göstermeye çalışır. Vatandaşın sıradan bir gazete haberinden öğrenmeyeceği olaylar, karikatürün abartılı çizgileriyle okuyucunun gözüne sokulur.
Her bir gazetenin yayın politikası, ideolojik bir söylemi olduğu gibi karikatürün de bir dili ve söylemi vardır. Kültürün taşıyıcısı olan dil karikatürde farklı biçimlerde sunulur. Bu dil doğrudan olayları aktaran yazınsal bir dil değil, çizgiyle gösterilen, çelişki ve zıtlıklar üzerine kurulan, hicivle ve nükteyle yoğrulan, üstü kapalı mesajlar veren esprili ve sert bir dildir. Karikatürün oluşturduğu zıtlık gerçekle idealin, olanla olması gerekenin zıtlığıdır. Bu zıtlıkları çizgilerle birleştiren karikatüristler birtakım ideolojik söylemler üretmekte, karikatüristin gözüne ilişen, kulağına gelen konuşmalar, yazılar, düşünceler ve yorumlar yer aldığı gazetenin ideolojisine göre yeniden biçimlendirilerek okuyucuya sunulmaktadır.