Türkçe öğretimi, anlama ve anlatma becerileri gelişmiş, üst düzey düşünen ve duyarlı bireylerin yetiştirilmesine öncülük eden bir süreçtir. Bu tanımlama dikkatli bir biçimde incelendiğinde, Türkçe öğretiminin “insan olma” ya da “insanlaşma” sorumluluğunu üstlendiği görülecektir.
Çünkü bireyin insana, yaşama ve doğaya yönelik duyarlığının geliştirilmesi, bilgi düzeyindeki düşünme süreçlerinden öte eleştirel ve yaratıcı bir biçimde düşünmeyi amaçlaması, erken dönemden başlayarak bireylerin okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerini etkili bir biçimde kullanarak demokratik kültürün öncelediği insan tipini yeğlemesi bu sorumlululuğun en önemli göstergeleridir.
Türkçe öğretimi, anlama ve anlatma becerileri gelişmiş, üst düzey düşünen ve duyarlı bireylerin yetiştirilmesine öncülük eden bir süreçtir. Bu tanımlama dikkatli bir biçimde incelendiğinde, Türkçe öğretiminin “insan olma” ya da “insanlaşma” sorumluluğunu üstlendiği görülecektir.
Çünkü bireyin insana, yaşama ve doğaya yönelik duyarlığının geliştirilmesi, bilgi düzeyindeki düşünme süreçlerinden öte eleştirel ve yaratıcı bir biçimde düşünmeyi amaçlaması, erken dönemden başlayarak bireylerin okuma, yazma, konuşma ve dinleme becerilerini etkili bir biçimde kullanarak demokratik kültürün öncelediği insan tipini yeğlemesi bu sorumlululuğun en önemli göstergeleridir.