1850'li yılların Kafkasya'sında, farklı sosyal sınıflara ait iki gencin aşk için verdikleri eşsiz mücadelenin romanı…
Albina soylu bir ailenin kızıdır, Jan ise köle sınıfına mensup asi bir genç... Mevcut sistemde var olan bütün koşullar onların bir araya gelmelerini imkânsız kılar. Jan köle olarak yaşayamayacağı bir aşkı geride bırakır, özgürlük vaat eden Kafkas savaşlarına katılır. Albina öldüğünü sandığı büyük aşkını kalbine gömer, kendi sınıfından biriyle evlenmek zorunda kalır. Ancak büyük sevdaların seyri farklıdır; sanki ilahi bir güç onları korur kollar, öyle ki zorlu kader bile sonunda dize gelir.
Jan, Sen gittiğinden beri dağ gölleri gibi suskun kaldım. Konuşsam da kelimelerim toz zerreleri gibi dağılıyor. Işığı, renkleri, kelebekleri, çiçekleri, her şeyi beraberinde götürdün, artık hiçbirini göremiyorum. Nerde benim masmavi göğüm, pembe bulutlarım, mor pürenlerim nerde? Hiç mi geriye bir şey bırakmadın? Bilsen günleri öyle zor sürüklüyorum ki, hayat önümden bulanık bir dere gibi akıp geçiyor, her bir gün sırtımda büyüyen bir kambur gibi. Akşamları penceremi açıp rüzgâra ismini fısıldıyorum. Beni duyuyor musun?
Sonsuza dek senin Albina…
1850'li yılların Kafkasya'sında, farklı sosyal sınıflara ait iki gencin aşk için verdikleri eşsiz mücadelenin romanı…
Albina soylu bir ailenin kızıdır, Jan ise köle sınıfına mensup asi bir genç... Mevcut sistemde var olan bütün koşullar onların bir araya gelmelerini imkânsız kılar. Jan köle olarak yaşayamayacağı bir aşkı geride bırakır, özgürlük vaat eden Kafkas savaşlarına katılır. Albina öldüğünü sandığı büyük aşkını kalbine gömer, kendi sınıfından biriyle evlenmek zorunda kalır. Ancak büyük sevdaların seyri farklıdır; sanki ilahi bir güç onları korur kollar, öyle ki zorlu kader bile sonunda dize gelir.
Jan, Sen gittiğinden beri dağ gölleri gibi suskun kaldım. Konuşsam da kelimelerim toz zerreleri gibi dağılıyor. Işığı, renkleri, kelebekleri, çiçekleri, her şeyi beraberinde götürdün, artık hiçbirini göremiyorum. Nerde benim masmavi göğüm, pembe bulutlarım, mor pürenlerim nerde? Hiç mi geriye bir şey bırakmadın? Bilsen günleri öyle zor sürüklüyorum ki, hayat önümden bulanık bir dere gibi akıp geçiyor, her bir gün sırtımda büyüyen bir kambur gibi. Akşamları penceremi açıp rüzgâra ismini fısıldıyorum. Beni duyuyor musun?
Sonsuza dek senin Albina…