“Türküler, milletimizi ve o millete mensubiyetimiz oranında kendimizi tanımanın bir kaynağıdır. Biliyoruz ki kendini tanımazlık, tanrıtanımazlıkla kapı komşusudur... ...Türküler bizi anlatıyor olmaktan çıkmamıştır, biz kendimizi dosdoğru anlayıp tanımaktan uzaklaştığımız için türküleri de başka hazineleri de anlayamaz olmuşuzdur.” Tanpınar’ın “mahalli klasik” dediği tarzdaki seçkin türkü metinlerini birer “şiir” olarak ele alan Abak, yaptığı yorum ve tahlillerle türküler üzerinden duyuş ve tasavvur ediş tarzımıza dikkat çekiyor. Türküleri; toplumumuzu ve insanımızı tanımanın sahih bir aracı olarak görüyor ve gösteriyor. Yalnızardıç, Yedi İklim, Kaşgar ve Kılavuz gibi dergilerde yayımlandığında okurun büyük ilgi ve beğenisini kazanan bu yazılar, türküler üzerine şimdiye kadar yazılmış en orijinal ve iddialı metinler arasında yer alıyor. Bu kitabın bir diğer özelliği ise birbirinden ilginç kültürel unsurlara ve onların şekillenişine getirdiği çarpıcı yorumlardır: Selçuklu medreselerinin taç kapıları niçin çok görkemlidir, bayraktaki hilâl ve yıldız neyi simgeliyor, güneşin devlet arması olmasının anlamı nedir, bazı kapılar niçin iki kanatlı ve çift tokmaklıdır, kar beyaz olduğu halde niçin ‘kara kış’ deriz... Şair Şaban Abak’ın samimi bir sohbet havasında kaleme aldığı; bilgi, sezgi ve zekâ mahsulü bu denemeler, “kim” olduğumuz sorusunu ezberle geçiştirmeyen her okuyucu ve “dinleyici”nin ilgisini çekecektir.
“Türküler, milletimizi ve o millete mensubiyetimiz oranında kendimizi tanımanın bir kaynağıdır. Biliyoruz ki kendini tanımazlık, tanrıtanımazlıkla kapı komşusudur... ...Türküler bizi anlatıyor olmaktan çıkmamıştır, biz kendimizi dosdoğru anlayıp tanımaktan uzaklaştığımız için türküleri de başka hazineleri de anlayamaz olmuşuzdur.” Tanpınar’ın “mahalli klasik” dediği tarzdaki seçkin türkü metinlerini birer “şiir” olarak ele alan Abak, yaptığı yorum ve tahlillerle türküler üzerinden duyuş ve tasavvur ediş tarzımıza dikkat çekiyor. Türküleri; toplumumuzu ve insanımızı tanımanın sahih bir aracı olarak görüyor ve gösteriyor. Yalnızardıç, Yedi İklim, Kaşgar ve Kılavuz gibi dergilerde yayımlandığında okurun büyük ilgi ve beğenisini kazanan bu yazılar, türküler üzerine şimdiye kadar yazılmış en orijinal ve iddialı metinler arasında yer alıyor. Bu kitabın bir diğer özelliği ise birbirinden ilginç kültürel unsurlara ve onların şekillenişine getirdiği çarpıcı yorumlardır: Selçuklu medreselerinin taç kapıları niçin çok görkemlidir, bayraktaki hilâl ve yıldız neyi simgeliyor, güneşin devlet arması olmasının anlamı nedir, bazı kapılar niçin iki kanatlı ve çift tokmaklıdır, kar beyaz olduğu halde niçin ‘kara kış’ deriz... Şair Şaban Abak’ın samimi bir sohbet havasında kaleme aldığı; bilgi, sezgi ve zekâ mahsulü bu denemeler, “kim” olduğumuz sorusunu ezberle geçiştirmeyen her okuyucu ve “dinleyici”nin ilgisini çekecektir.