Ulusal edebiyatların konu açısından sınırlı bir araştırma ve inceleme olanağı sunması ve belli noktalarda tıkanması nedeniyle artık filoloji alanında çalışan araştırmacılar rotasını karşılaştırmalı edebiyat bilimine çevirmiştir. Böylece karşılaştırmalı edebiyat biliminde disiplinlerarası yaklaşımlara dayalı kuramlar çerçevesinde daha geniş katmanlı akademik incelemeler yapılmaya başlanmıştır. Yirminci yüzyılda giderek artan bir ilgiye mazhar olan bu güzide alan, özgün, değişime ayak uyduran, devinimsel ve dar kalıpların ötesinde yenilikçi başlangıçlara imza atmaya başlamıştır. Bu özellikleriyle dikkatleri üstüne çeken karşılaştırmalı edebiyat bilimi geniş bir alana yayılarak birçok coğrafyada kendine ait bağımsız kürsüsünü elde etmeyi başarmıştır.
Bu minvalde, Karşılaştırmalı Edebiyat ve Kültürel Çalışmalar I adlı eserimizde karamsarlığın yerini iyimserliğe bıraktığı ufuk açıcı, yenilikçi, geleneği de kucaklayan ancak gelenekçilikten uzak ve özgün araştırma konuları yer almıştır. Filolojide yaşanan “kriz”i fırsata çevirme noktasında karşıt argümanlara sürekli meydan okuyacak çalışmaların yer alacağı bir kitap serisinin başlangıcına bu eserle giriş yaparak alana mütevazı da olsa bir katkı sunmaya çalıştık.
Bu kitap, yenilikçi yaklaşımlarla alandaki son gelişmeleri de ortaya koyan karşılaştırmalı edebiyat ve kültürel çalışmaları kapsayan özgün çalışmalar içermektedir. Köken olarak farklı kültürler ve dillerden gelen yazarlara ait yapıtların on üç çalışmada ele alındığı bu eserde, evrensel kültürün buluşma noktalarını göz önüne seren, çeviribilim, imgebilim, mitoloji, karşılaştırmalı şiir ve mizah, medyalararasılık, türlerarasılık ve bunun gibi disiplinlerarası yaklaşımlar içeren çalışmalara yer verdik. Süregelen ayrılıkçı söylemler, kriz yaratan ayrımlar, dünya edebiyatlarında oluşturulmaya çalışılan uçurumların üstesinden gelebilmek adına karşılaştırmalı edebiyat biliminin bir köprü vazifesi üstlendiğini vurgulayarak dikkatleri alanın işlevselliğine çekmeye çalıştık.
Ulusal edebiyatların konu açısından sınırlı bir araştırma ve inceleme olanağı sunması ve belli noktalarda tıkanması nedeniyle artık filoloji alanında çalışan araştırmacılar rotasını karşılaştırmalı edebiyat bilimine çevirmiştir. Böylece karşılaştırmalı edebiyat biliminde disiplinlerarası yaklaşımlara dayalı kuramlar çerçevesinde daha geniş katmanlı akademik incelemeler yapılmaya başlanmıştır. Yirminci yüzyılda giderek artan bir ilgiye mazhar olan bu güzide alan, özgün, değişime ayak uyduran, devinimsel ve dar kalıpların ötesinde yenilikçi başlangıçlara imza atmaya başlamıştır. Bu özellikleriyle dikkatleri üstüne çeken karşılaştırmalı edebiyat bilimi geniş bir alana yayılarak birçok coğrafyada kendine ait bağımsız kürsüsünü elde etmeyi başarmıştır.
Bu minvalde, Karşılaştırmalı Edebiyat ve Kültürel Çalışmalar I adlı eserimizde karamsarlığın yerini iyimserliğe bıraktığı ufuk açıcı, yenilikçi, geleneği de kucaklayan ancak gelenekçilikten uzak ve özgün araştırma konuları yer almıştır. Filolojide yaşanan “kriz”i fırsata çevirme noktasında karşıt argümanlara sürekli meydan okuyacak çalışmaların yer alacağı bir kitap serisinin başlangıcına bu eserle giriş yaparak alana mütevazı da olsa bir katkı sunmaya çalıştık.
Bu kitap, yenilikçi yaklaşımlarla alandaki son gelişmeleri de ortaya koyan karşılaştırmalı edebiyat ve kültürel çalışmaları kapsayan özgün çalışmalar içermektedir. Köken olarak farklı kültürler ve dillerden gelen yazarlara ait yapıtların on üç çalışmada ele alındığı bu eserde, evrensel kültürün buluşma noktalarını göz önüne seren, çeviribilim, imgebilim, mitoloji, karşılaştırmalı şiir ve mizah, medyalararasılık, türlerarasılık ve bunun gibi disiplinlerarası yaklaşımlar içeren çalışmalara yer verdik. Süregelen ayrılıkçı söylemler, kriz yaratan ayrımlar, dünya edebiyatlarında oluşturulmaya çalışılan uçurumların üstesinden gelebilmek adına karşılaştırmalı edebiyat biliminin bir köprü vazifesi üstlendiğini vurgulayarak dikkatleri alanın işlevselliğine çekmeye çalıştık.