Kasabanın Ruhu

Stok Kodu:
9786057637352
Boyut:
12x19
Sayfa Sayısı:
208
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Kategori:
%24 indirimli
149,00TL
113,24TL
Taksitli fiyat: 9 x 13,84TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786057637352
1184054
Kasabanın Ruhu
Kasabanın Ruhu
113.24

Meyhanecinin bile “Allah bin bereket versin,” dediği bir ülke burası. Kumpanyaların uğrayıp sanatı, eğlenceyi, hazzı, zevki bolca boca ettiği kasabaları meyhaneli bir diyar.

Sokakları dar, meydanları çeşmeli… Pusu da kurulur, cinayet de işlenir bu yerlerde.

Kim vurduya gidilmez ama…

Sırları alenidir, “buralı”dır. Piçleri bol, sevinçleri azdır. Herkes derin kazar bir diğerinin kuyusunu. Çatıların altındaki küflü sandıklarda saklanır erdem. Sessizliğe boğdurulur ahlak.

Dün gibidir buraları; bugün ertelenir, gelecek sadece beklenir, yaşanmaz buralarda.

Burası kasaba, hayal kırıklığına uğramış şehir.

“Ama biraz küçücek (...) İçinde olanlar aynı. Tıpkısı tıpkısına aynı. Bir taraftan gelirler, öteki taraftan giderler. Birbirlerini tanıyan varsa da inanma. Sureta bir tanışıklıktır bu… (…) Bir kapıdan çıkıp gidenlerle öteki kapıdan yeryüzüne gelenler de tanımazlar birbirlerini. Ama böcekler gibi, karıncalar, tırtıllar gibi, hep aynı yolları teperek, hep aynı ağaçlara tırmanarak, sonunda da hep aynı sürçmelerden yere kapaklanarak, yaşar, büyür, ölürler… Sönsün bu ışık da bu gecelik. Yansın gökyüzünün lambası. (…) İyi çek kapıyı. Pişman olup geri dönenler, kapıyı açık bulurlarsa sevinirler sonra. Sıkı çek.”

İlhan Tarus’un 9 Aralık 1956-25 Şubat 1957 tarihleri arasında Yeni Sabah Gazetesi’nde 79 gün boyunca bölümler halinde yayınlanan Kasabanın Ruhu romanı ilk kez kitap olarak okura sunulmaktadır.

Meyhanecinin bile “Allah bin bereket versin,” dediği bir ülke burası. Kumpanyaların uğrayıp sanatı, eğlenceyi, hazzı, zevki bolca boca ettiği kasabaları meyhaneli bir diyar.

Sokakları dar, meydanları çeşmeli… Pusu da kurulur, cinayet de işlenir bu yerlerde.

Kim vurduya gidilmez ama…

Sırları alenidir, “buralı”dır. Piçleri bol, sevinçleri azdır. Herkes derin kazar bir diğerinin kuyusunu. Çatıların altındaki küflü sandıklarda saklanır erdem. Sessizliğe boğdurulur ahlak.

Dün gibidir buraları; bugün ertelenir, gelecek sadece beklenir, yaşanmaz buralarda.

Burası kasaba, hayal kırıklığına uğramış şehir.

“Ama biraz küçücek (...) İçinde olanlar aynı. Tıpkısı tıpkısına aynı. Bir taraftan gelirler, öteki taraftan giderler. Birbirlerini tanıyan varsa da inanma. Sureta bir tanışıklıktır bu… (…) Bir kapıdan çıkıp gidenlerle öteki kapıdan yeryüzüne gelenler de tanımazlar birbirlerini. Ama böcekler gibi, karıncalar, tırtıllar gibi, hep aynı yolları teperek, hep aynı ağaçlara tırmanarak, sonunda da hep aynı sürçmelerden yere kapaklanarak, yaşar, büyür, ölürler… Sönsün bu ışık da bu gecelik. Yansın gökyüzünün lambası. (…) İyi çek kapıyı. Pişman olup geri dönenler, kapıyı açık bulurlarsa sevinirler sonra. Sıkı çek.”

İlhan Tarus’un 9 Aralık 1956-25 Şubat 1957 tarihleri arasında Yeni Sabah Gazetesi’nde 79 gün boyunca bölümler halinde yayınlanan Kasabanın Ruhu romanı ilk kez kitap olarak okura sunulmaktadır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat