Kavafis’in şiirinde okuru etkileyen, o anlatılmaz yenilgi duygusu, yitip giden güzellikler karşısındaki o çilekeş katlanma yeteneğidir. Güngörmüş bir şairdir Kavafis. Seferis’in dediği gibi, “İstanbul’dan, Antakya’dan, İskenderiye’den sayısız mezarlarla dolu, ama hâlâ uçsuz bucaksız bir düşler ülkesinin başkentinden gelir. Sınırları eski Baktria’dan Hindistan’a kadar uzanan geniş bir ülkenin temsilcisidir. Kendisine atalarından kalan ve onun gizlice dinleyerek geliştirdiği ‘Yunanlıların ortak dili’, Yunan geleneğinin en büyük ustalarının dilidir. Kavafis bu ustaların son mirasçısıdır.”
Kavafis’in şiirinde okuru etkileyen, o anlatılmaz yenilgi duygusu, yitip giden güzellikler karşısındaki o çilekeş katlanma yeteneğidir. Güngörmüş bir şairdir Kavafis. Seferis’in dediği gibi, “İstanbul’dan, Antakya’dan, İskenderiye’den sayısız mezarlarla dolu, ama hâlâ uçsuz bucaksız bir düşler ülkesinin başkentinden gelir. Sınırları eski Baktria’dan Hindistan’a kadar uzanan geniş bir ülkenin temsilcisidir. Kendisine atalarından kalan ve onun gizlice dinleyerek geliştirdiği ‘Yunanlıların ortak dili’, Yunan geleneğinin en büyük ustalarının dilidir. Kavafis bu ustaların son mirasçısıdır.”