Elinizdeki bu çalışma; Bursa, Orhaneli ve çevresinin ulu bir velisi olan Kaygulu Halil Efendi ve onun Dîvân-ı Sâlis adlı eserini konu edinmektedir. Zamanının aşk, ilim ve irfan sahibi simalarından olan Kaygulu Halil, babası gibi Üveysî meşrepli olup Kâdirî dergâhından usûl almıştır. Bayramiliğin bir kolu olarak ortaya çıkan Celvetîliğin de önderlerindendir. Tekke kurucusu ve mutasavvıf kimliği yanında şiirleriyle de tanınmakta olup tasavvufî düşüncesini ve telkinlerini müritlerine şiir yoluyla aktarmıştır. Yazdığı eserlerde Yunus Emre’nin yolunu takip ederek şiir aracılığıyla halka inmek ve halkın kalbine Allah sevgisinin tohumlarını ekmek istemiştir. Bu amaçla da şair, şiirlerinde ilahî aşk, Hz. Muhammet sevgisi, Kerbela Vakası’ndan duyulan üzüntü, dört halife ve vahdet- i vücût gibi konuları ele almıştır. Kendisini tasavvufa adayan şair, XVIII. yüzyılın ikinci yarısıyla XIX. yüzyılın ilk yarısında Bursa’nın manevî iklimini şekillendirmeyi başarmış, Osmanlı toplumunun bu en zor döneminde dergâhını halka açarak halkın ruhunu teskin etmeyi başarmıştır. Bu yüzden de halk arasında "Kutbü’l-ârifin ve gavsu’l-vasilin” olarak anılmıştır.ıştır.
Elinizdeki bu çalışma; Bursa, Orhaneli ve çevresinin ulu bir velisi olan Kaygulu Halil Efendi ve onun Dîvân-ı Sâlis adlı eserini konu edinmektedir. Zamanının aşk, ilim ve irfan sahibi simalarından olan Kaygulu Halil, babası gibi Üveysî meşrepli olup Kâdirî dergâhından usûl almıştır. Bayramiliğin bir kolu olarak ortaya çıkan Celvetîliğin de önderlerindendir. Tekke kurucusu ve mutasavvıf kimliği yanında şiirleriyle de tanınmakta olup tasavvufî düşüncesini ve telkinlerini müritlerine şiir yoluyla aktarmıştır. Yazdığı eserlerde Yunus Emre’nin yolunu takip ederek şiir aracılığıyla halka inmek ve halkın kalbine Allah sevgisinin tohumlarını ekmek istemiştir. Bu amaçla da şair, şiirlerinde ilahî aşk, Hz. Muhammet sevgisi, Kerbela Vakası’ndan duyulan üzüntü, dört halife ve vahdet- i vücût gibi konuları ele almıştır. Kendisini tasavvufa adayan şair, XVIII. yüzyılın ikinci yarısıyla XIX. yüzyılın ilk yarısında Bursa’nın manevî iklimini şekillendirmeyi başarmış, Osmanlı toplumunun bu en zor döneminde dergâhını halka açarak halkın ruhunu teskin etmeyi başarmıştır. Bu yüzden de halk arasında "Kutbü’l-ârifin ve gavsu’l-vasilin” olarak anılmıştır.ıştır.