Kâmil Yeşil’in hikâyelerinde hafifçe absürde giden bir ironi var. Bu da onun hikâyesi için vazıh bir yapı, bir üslup
oluşturuyor. Onun işi tam nahif ressamların ip cambazlığını andırıyor. Bütün gücünü saflığından, açıklığından, iyi
niyetinden, aşkından, temiz kalbinden almaktır bu. Çocuksu bir tutum, ama on ikiden vurunca insanı yaralayan bir
tutum.
Mustafa Kutlu
Kâmil Yeşil, Türk Edebiyatının Kayzer ve Kisrası firar etmiş sarayında ağ kuracağa benzer. Fakat bu ağ haraplık işareti
değil, canlılık işareti olan bir başka ankebûtun bir başka ağıdır.
Hüsrev Hatemi
Kâmil Yeşil’in hikâyelerinde hafifçe absürde giden bir ironi var. Bu da onun hikâyesi için vazıh bir yapı, bir üslup
oluşturuyor. Onun işi tam nahif ressamların ip cambazlığını andırıyor. Bütün gücünü saflığından, açıklığından, iyi
niyetinden, aşkından, temiz kalbinden almaktır bu. Çocuksu bir tutum, ama on ikiden vurunca insanı yaralayan bir
tutum.
Mustafa Kutlu
Kâmil Yeşil, Türk Edebiyatının Kayzer ve Kisrası firar etmiş sarayında ağ kuracağa benzer. Fakat bu ağ haraplık işareti
değil, canlılık işareti olan bir başka ankebûtun bir başka ağıdır.
Hüsrev Hatemi