"1980’li yılların ortalarında şiirleriyle dergilerde görülmeye başlamış, uzun bir aradan sonra 2010, 2011 ve 2012 yıllarında peş peşe üç kitabı yayımlanmıştı. Daha sonra ara ara çeşitli ortamlarda şiirleri yayımlansa da yeni bir kitap çıkartmamış ancak ölümünden sonra ardında, yayımlanmaya hazır bir şiir dosyası bıraktığı anlaşılmıştı. Hiç kimseye duyurmadığı amansız hastalığa yenilerek 2021 yılı Haziran ayında henüz 59 yaşındayken sessizce aramızdan ayrıldı, şiirimizin narin, kırılgan kalemi Şükran Belen.
İlk kitabından önce eşini bir trafik kazasında kaybetmesiyle, ölüm, yaşadığı acı, hüzün, neredeyse bütün şiirlerinin odağına yerleşti. Kederli bir kadının Kayıp Nefes’iyle yola çıktı, ruhunun teknesinde İpeğin Ağrısı ile yolculuğunu sürdürdü ve Kuşlar Tahtı ile son durağına erişti. Onun şiirine baktığımızda acısıyla baş etmenin yollarını arayarak varoluşunu sorgulayan, felsefeyi, tasavvufu, kutsal kitaplardan alıntıları, dizeleriyle buluşturan bir şair görürüz. Şiirinde Tanrı ve din, bazen sığınılan bazen sorgulanan özel bir alan olmuştur."
"1980’li yılların ortalarında şiirleriyle dergilerde görülmeye başlamış, uzun bir aradan sonra 2010, 2011 ve 2012 yıllarında peş peşe üç kitabı yayımlanmıştı. Daha sonra ara ara çeşitli ortamlarda şiirleri yayımlansa da yeni bir kitap çıkartmamış ancak ölümünden sonra ardında, yayımlanmaya hazır bir şiir dosyası bıraktığı anlaşılmıştı. Hiç kimseye duyurmadığı amansız hastalığa yenilerek 2021 yılı Haziran ayında henüz 59 yaşındayken sessizce aramızdan ayrıldı, şiirimizin narin, kırılgan kalemi Şükran Belen.
İlk kitabından önce eşini bir trafik kazasında kaybetmesiyle, ölüm, yaşadığı acı, hüzün, neredeyse bütün şiirlerinin odağına yerleşti. Kederli bir kadının Kayıp Nefes’iyle yola çıktı, ruhunun teknesinde İpeğin Ağrısı ile yolculuğunu sürdürdü ve Kuşlar Tahtı ile son durağına erişti. Onun şiirine baktığımızda acısıyla baş etmenin yollarını arayarak varoluşunu sorgulayan, felsefeyi, tasavvufu, kutsal kitaplardan alıntıları, dizeleriyle buluşturan bir şair görürüz. Şiirinde Tanrı ve din, bazen sığınılan bazen sorgulanan özel bir alan olmuştur."